BUGÜNE kadar ressamlara, yazarlara yapılan ödemelerde yüzde 11 stopaj (kaynakta vergi) kesintisi vardı. Bu ödemeler yüzde 15 KDV'ye tabi idi. Açık anlatımıyla ressam ve yazara yapılan her 100 liralık ödemeden 26 lira vergi ve fon alınırdı.
Yeni vergi düzenlemesinde bu vergi yeterli görülmedi. "Ressam, yazar, profesör, heykeltıraş, bestekar, mucit, romancı, şair, fotoğraf sanatçısı, senaryo yazarı, oyun yazarı daha fazla vergi vermeli... Bu gibi insanlar çok kazanıyor... Bunlara yapılan her 100 lira ödemeden 26 lira vergi kesmek azdır" denildi.
Yapılacak olan ne idi? Her 100 liradan 26 lira yerine, 36 lira, 46 lira, 56 lira alacak şekilde stopaj (kaynakta vergi) oranını yükseltmek değil mi? Hayır... Burası Türkiye abicim... Şeytan azapta gerek... Maliye Bakanlığı önce kanuna madde koyarak, sonra tebliğ yayımlayarak öyle karışık bir vergileme düzeni getirdi ki... İnanılamaz.
Bir ressam yılda birden fazla resim satıyorsa, bir yazar yılda birden fazla yazı yazıyorsa, bir profesör yılda birden fazla seminerde konuşup veya makale yazıp para alıyor ise, bir heykeltıraş yılda birden fazla heykel satıyor ise "çekeceği" var...
- Bir muhasebe defteri satın alıp, bunu tasdik ettirecek.
- Adına makbuz bastıracak.
- Her ay KDV beyannamesi doldurup, ayın 25'inden önce Maliye veznesi önünde sıraya girip beyannameyi verecek. KDV'sini ödeyecek.
- Her 3 ayda bir geçici vergi beyannamesi doldurarak, geçen 3 aylık dönemde kendisine yapılan ödemelerin yüzde 15'ini geçici vergi olarak yatıracak.
- Yıl sonunda geçmiş 12 aylık dönemde topladığı hasılata bakacak. Eğer 7 milyar liralık istisna ve giderlerin indirilmesi ile kazanç tutarının 3 milyar 500 milyon lirayı aşması halinde Gelir Vergisi Beyannamesi dolduracak.
Bunları yapmaz ise ne olacak? Hiçbir şair, hiçbir yazar, hiçbir ressam, hiçbir kemancı "- Abicim benim etim ne, budum ne?.. Ben sadece kendi işimi bilirim... Ne ise vergisi kesip bana ödeyin... İsterseniz paramın yarısını vergi diye kesin... Beni süründürmeyin..." diyemez. Bunu diyeni Maliye süründürür.
Nasıl süründürür?.. Çok kolay süründürür. Bir profesör, yılda iki defa konferansa katıldı. Tebliğ sundu. Kendisine ödeme yapıldı... Bir şair yıl içinde üç dergiye 3 şiir sattı... Bir ressam, işe yeni başladığından, yıl içinde 4 tablosunu sattı... Defter tasdik ettirmemişler. Makbuz bastırmamışlar. KDV beyannamesi vermemişler. Üç aylık geçeci vergiyi ödemişler. Hapı yuttular...
Veya her şeyleri tamam da, tek bir ödemeyi deftere zamanında kaydetmemişler... Maliye onları enseleyecek. Önce, "Birinci Derece"den "2 Kat Usulsüzlük Cezası" kesecek. Sonra onları "Takdir Komisyonu"na yollayacak. Komisyon kazanç takdir edecek. "Cezalı Vergi"yi gecikme faizi ile ödeyecekler.
Sayın okuyucularım, burada sorun ressamın, yazarın, heykeltıraşın, bilim adamının vergi vermemesi değil. Bunlara yapılacak ödemelerde bugüne kadarki yüzde 26 oranındaki verginin yükseltilip, alçaltılması değil. İsteniliyorsa vergi yükseltilsin ama meslekleri icabı, defter tasdik ettirme, makbuz bastırma, makbuz kesme, aylık KDV beyannamesi, üç aylık geçici vergi beyannamesi, yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi doldurma güçleri, imkanları, alışkanlıkları olmayan insanlar "perişan edilmesin".
Bir Ömer Uluç'u düşününüz. Bir Kamet'i düşününüz. Bir taraftan tual boyuyor. Yurtiçi, yurtdışı sergilere koşuşturuyor. Kolunun altında tasdikli defter, cebinde makbuz... Ayda bir KDV için, üç ayda bir geçici vergi için Maliye'de sıra bekliyor.
Bir Hasan Pulur Ağabeyimi, bir Emin Çölaşan kardeşimi düşününüz. Sabahları gazete yazısı yazıyor. Öğleden sonraları muhasebe defterini işleyip, makbuz kesiyor... Akşam üzeri vezneden telif ücretini tahsil ediyor. Ertesi sabah erkenden kalkıp Maliye'de KDV sırasına giriyor.
Vergi almayın diyen yok. Vergiyi yükseltmeyin diyen yok. Bugüne kadar yazara, çizere, ressama, heykeltıraşa yapılan 100 liradan Maliye'ye peşin peşin kesilen 26 liralık vergi az mı geldi? Yükseltin. Ama eskisi gibi "kaynakta" (stopaj yolu ile) kesilsin.
Kanun çıkmış, tebliğ yayımlanmış, yapılacak şey kalmamış demeyin... Var... Vergi Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Kızılot yolu gösteriyor. Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 257'nci maddesine göre Maliye Bakanlığı defter tutma, beyanname verme konularında zorunluluk getirme yetkisine sahip olduğu gibi bu zorluğu kaldırma yetkisine de sahip.
Açık anlatımıyla top Maliye Bakanlığı'nda.
Daha da doğrusu "Köşe Yazarı Namık Zeki Aral'ın kızı Rahşan Hanım"ın kocası, "ressam Nazlı Ecevit'in oğlu", yazar ve şair gazeteci Başbakan Bülent Ecevit'te...