Hastanelerin faturaları şişirerek SKK'yı nasıl yük altında bıraktığı ortaya çıktı... Ortaya çıkmayan halka özel sağlık sigortası hizmeti veren sigorta şirketlerinin hastanelerden çektiği.
Hastaneler ister kamunun ve özel sektörün olsun "ekonomik işletmelerdir". Gelirleri giderlerine denk olmaz ise yaşayamaz. Giderlerinin altında bir gelir ile yaşamalarını sürdürebilmeleri için farkın bir yerden karşılanması gerekir. Bu bir gerçek...
Bir başka gerçek daha var. Sigorta şirketleri, (ister SSK olsun ister özel sigorta şirketleri olsun) sigortalıdan aldıklarından fazlasını hastanelere ödeyemez. Öder ise batar. Aldığından fazlasını ödeyebilmesi için farkın bir yerden karşılanması gerekir.
Sigorta şirketleri (ister SSK olsun, ister özel sigorta şirketleri olsun) sigortalılara sağlık hizmeti verebilmek için (1) Önce yaş faktörünü de dikkate alarak sigortalının ne sıklıkta teşhis ve tedavi ihtiyacı olacağını belirler. (2) Sonra teşhis ve tedavi için doktorun ve hastanenin isteyeceği ücreti tahmin eder. (3) Bu iki veriye dayalı olarak sigortalıdan "sigorta primi" olarak bir yılda kaç lira alınacağını hesaplar.
Sigorta şirketi (ister SKK olsun ister özel sigorta şirketi olsun) müşteriden sigorta primi olarak bir yıl içinde topladığı paranın üzerinde ödeme yapar ise sistem çöker. Ne sigortalı sağlık hizmetlerinden yararlanabilir ne de doktorlar ve hastaneler yaşar.
Nihayet "sigorta sisteminin" de bir "püf noktası vardır". Sigorta sistemi "büyük adetler kanunu" denilen bir kanuna dayanır. Çok sayıda insan sigortaya para ödeyecek. Bunların bir kısmı hiç hastalanmayacak, bir kısmı çok az hastalanacak, çok azı da çok çok çok hastalanacak. Ve de bu çerçevede az hastalananın parası ile çok hastalananın harcamaları karşılanacak.
Sigorta sistemine her yıl 100 lira yatıran 100 lira almaya kalkar ise, sigorta sistemi 100 lirayı aşan ödemeleri yapamaz. Türkiye'de sağlık sigortası sistemi anlaşılamadı. Veya yanlış bir kanala girdi.
(1) Sigorta primini ödeyen (ister SSK'ya ister özel şirkete ödeyin) "Ben dünya kadar para ödüyorum. Sigorta her türlü masrafımı karşılamaya mecbur" diye düşünüyor.
(2) SSK sisteminden ve özel sigorta şirketlerinden para almanın kolaylığını fark eden teşhis ve tedavi kurumlarının (bazıları) faturayı şişirmek için gerekeni yapıyor.
Bundan on yıl önce Türkiye'de özel sağlık kurumları parmakla gösterilecek kadar azdı. Onlar da zar zor yaşar, teker teker kapanırdı... Şimdilerde özel teşhis ve tedavi kurumu patlaması var. Önüne gelen, konu ile ilgisi olmayan, teşhis merkezi, tedavi merkezi, hastane açıyor. Hastaneler binalarına bina, yataklarına yatak ekliyor.
(1) SSK'nın kaynakları bitti. SSK'nın açığını belki Hazine başka yerlerden kapatabilir. Fakat özel sigorta şirketleri için durum öyle değil.
(2) Geçen yıl özel sağlık sigortası yapan, özel sigorta şirketleri topladıkları 100 liralık prime karşılık 117 öder oldu. Sağlık sigortası hizmetlerini kısarak, yıllık ücretleri artırarak, başka sigortalardaki karlarından bu alana para aktararak zararı şimdilik kapatıyorlar. Ama bu böyle devam edemeyecek.
SSK hizmetlerinin ve özel sigorta şirketleri hizmetlerinin aksamaması iki şeye bağlı:
(1) Sigortalılar teşhis ve tedavi masraflarında bir sınır olduğunu bilecek, hem kendilerini frenleyecek hem de teşhis ve tedavi faturalarını (kendileri ödüyormuşçasına) kontrol edecek.
(2) Teşhis ve tedavi kurumlarının (bazıları) bu çarkın böyle dönüp gidemeyeceğini fark edecek.
Şu anda sorunun kaynağı (bazı teşhis ve tedavi kurumlarının SSK'yı ve özel sigorta şirketlerini sağmal inek olarak görüp bütün güçleri ile sağmaya çabalamalarıdır. Fark etmedikleri şey sistemin çökmesi halinde en altta olanların kalacağıdır.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr