Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kimdir şu herkesin dilinden düşmeyen "Sarı Çizmeli Mehmed Ağa"? Kitaplar onun kimliği, kişiliği ve adresi belli olmayan bir kişi olduğunu yazıyor.
Acaba "Sarı Çizmeli Mehmed Ağa"nın kimliği, kişiliği ve adresi belli olmadığı halde adı neden dillerden düşmüyor?
Mehmed Ağa'nın kimliği, kişiliği ve adresi zaten ikinci planda... Öne çıkan "Sarı Çizme"si!
Mehmed Ağa'nın "Sarı Çizmesi" ile de ilgili iki anlatım var.
Birinci anlatıma göre çizme çok mu çok güzel. Çok mu çok şık bir çizme. Biçimi ile farklı, rengi ile farklı, giyimi ile farklı bir çizme. Gören bayılıyor. Gören çizmeye imreniyor. Ama, o sarı çizmeyi kimin yaptığı, kimin sattığı belli değil.
Çizmeyi yapan ve satan belli olsa, çizmeyi beğenenler gidip benzerini yaptıracak, satın alacak... Çizmeyi yapan ve satan da kendini tanıtamamış. Yaptığı, sattığı çizme bu kadar beğenildiği halde bundan habersiz.
Veya, yapan ve satan "sarı çizme"nin beğenildiğinden haberdar ama, kimin için yaptığı, kime sattığı, hangi çizmenin, hangi sarı çizmenin beğenildiğini anlayamıyor. Çünkü yaptığı, sattığı şeyleri bilemiyor. Çünkü müşterilerini tanımıyor. Müşterilerini izlemiyor. Yapıp, satmakla her şeyin bittiğini sanıyor. Müşterisi ile satış sonu ilişki kurmanın, işini sürdürmenin bir gereği olduğunu anlayamıyor.
O çizmenin farklılığını fark ederek yaptıran, satın alan kişi ne bilinçli veya şanslı bir iş yapmış ki, önemsiz bir kişi olmasına rağmen, çizmesi sayesinde dikkat çekiyor. Gerçek adı bilinmediği halde halkın ona uygun gördüğü unvan ile "Sarı Çizmeli Mehmed Ağa" olarak adı yıllardır yaşıyor.
Bu birinci anlatımda herkesin kendine göre çıkaracağı ders var.
Gelelim "Sarı Çizmeli Mehmed Ağa" ile ilgili ikinci anlatıma... Bu anlatıma göre "Sarı Çizme"nin hiçbir özelliği yok! Çizme en ucuz ham deriden yapılmış, rezil bir çizme...
Çizme yapımında kaliteli deri kullanılır. Kaliteli deri ham derinin birçok işlemden geçirilmesi ile elde edilir. Ham deri ise, derinin ilk işlemden sonraki halidir. Rengi sarıya çalar. Pis pis kokar. Çizme yapmak için böyle bir deriyi kullanmak, harcanan emeğe değmez.
Ama bazı kişiler ya bilgisizlikten, ya alışkanlıktan, ya da parasızlıktan ham deri ile çizme yapar. Sarı renkli bu uyduruk çizmeleri de bazı kimseler gene ya alışkanlıktan, ya bilinçsizlikten, ya da parasızlıktan giyer. Ortalıkta gezer. Toplum bu tip sarı çizme ile gezenleri "önemsemez"... Bunların kim oldukları, kişilikleri, isimleri, adresleri önemli değildir... Bunlar "Sarı Çizmeli Mehmed Ağa"dır.
Bu ikinci anlatımda da, herkesin kendine göre çıkaracağı ders var.
Sayın okuyucularım, Sarı Çizmeli Mehmed ağa hikayesini durup dururken gündeme getirmedim. İki bin yılının başındayız. Etrafınıza bakınız... Ekonomide olan bitene bakınız. Siyasette olan bitene bakınız.
Etrafımızda hep "Sarı Çizmeli Mehmed Ağa"lar dolanıyor. Kiminin çizmesi kaliteli, parlak sarı boyalı... Kiminin çizmesi "ham sarı deriden" en kalitelisi... Sarı çizmeler farklı ama onları giyenler aynı... Kimliği, kişiliği ve adresi belli olmayan, ne yaptıkları bilinmeyen kişiler...
Çizmeciler onlar için çalışıyor... Bir kısmı kaliteli çizme üretiyor. Kime sattıklarını bilemiyor. Kimin giydiği belli değil. Diğer çizmecilerin ham deriden ürettiği rezil çizmeler de kapışılıyor. Çünkü onları giyenler, ancak ondan anlıyor. O sarı çizme, onlara yetiyor.
Sarı Çizmeli Mehmed Ağa'ların sayısı azalmıyor... Sarı Çizmeli Mehmed Ağa'lar etrafta dolanıyor, dolanıyor...


Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr