NEW York'un Soho bölgesindeki ünlü galerilerden biri olan Sean Kelly'de, "Juliao Sarmento"nun resimleri sergilendi. Resimden anlayanlar, bu Portekizli ressamın günümüzün en iyi çizimcilerinden biri olduğunu belirtiyor.
Sarmento 1948 yılında Lizbon'da doğmuş. Resim yanında heykel sanatı ile de uğraşıyor, film de yapıyor. Sergi listesine bakıyorsunuz... Her yıl dört ülkede sergi açmış ve açıyor. Koleksiyonlarını satın alan müze sayısına bakıyorsunuz. Japonya, İsveç, İsrail, Fransa, Amerika gibi ülkelerdeki 35 müze eserlerini satın almış.
Sean Kelly galerisindeki sergisinde tek bir konuyu işlemiş. Yüzü olmayan, aynı elbiseyi giyen üç farklı kadının elleri, kolları, ayakları, bacakları...
Kadınların elbiselerinin farklı yerlerinde küçük bir yırtık var. O yırtığa göre, hangi kadının kim olduğunu anlamak mümkün. Sanatçı devamlı olarak üç kadını resmediyor. Biri eşi.
Tuval üzerine yağlı boya yaklaşık 1.0 x 1.5 metrelik tabloları 6 - 7 bin dolar, iki misli büyüklüktekiler 10 - 12 bin dolara satılıyor.
Ziyaretçi defterine ismimizi yazdık. Yanına "İstanbul" notunu düştük. Defteri göz ucuyla süzen galeri sahibi, "- Ooooo... Türk müsünüz?" diyerek ilgi gösterdi.
Geçen yıl Türkiye'ye gelmiş. Efes'i ve Afrodisyas'ı gezmiş. Kısa bir süre İstanbul'da kalmış. Türkiye'ye hayran olmuş. Bu yıl tatilini gene Türkiye'de geçirecek, Göreme'yi ve Karadeniz sahilini gezecekmiş.
Sarmento'nun sergisi Washington'a taşındı. 20 Haziran 1999 tarihine kadar Washington'da izlenebilecek.
Soho bir zamanlar New York'un galeriler bölgesi idi. Terk edilmiş eski fabrika binalarının alt katlarını kiralayan galericiler, resim ve heykellerini bu geniş mekanlarda sergiliyorlardı. Soho zamanla paralıların ilgisini çekip, paralı kesimin işgaline uğrayınca galeriler biraz öteye, Chelsea diye anılan eski limana taşındı. Şimdi Chelsea'da Hudson Irmağı'na açılan yolun iki yanındaki eski antrepolar, depolar galeriye dönüşmüş durumda.
Chelsea'da seksen beş galeri var.
Bunlardan biri "Dia Center for the Arts" ismini taşıyan bir kuruluş.
Galeriler arasında yer alan bir vakıf statüsündeki "Dia Centre for the Arts", farklı etkenlikleri ile Chelsea'ya hareket getiriyor. Çok katlı bir ana bina ile, çok sayıda küçük binada sergi salonlarında farklı faaliyetleri sürdürüyor. Örneğin, limanda eskiden garaj olarak kullanılan, spor salonu büyüklüğünde bir mekanda Andy Warhol sergisi düzenlenmiş. Andy Warhol'un büyük boy yüzü aşkın tuvali boyayarak ortaya çıkardığı renkler serisinin sekseni aşkın tablosu toplanmış. Çepeçevre salonun duvarlarına dizilmiş.
Ana binanın üçüncü katında Amerikalı sanatçı Robert Irwin'in bir düzenlemesi var. Robert Irwin, koskoca mekanı, düz beyaz tül duvarlarla oda oda bölmüş. Renkli floresan ampullerle bölmeleri renklendirmiş. Önce anlamsız bir düzenleme gibi değerlendirilen mekan, bir süre sonra gizemli bir mekana dönüşüyor. Gezenler, dünyadan kopup, hayal aleminde, bulutlar içinde dolanıyor havasına giriyor. Başka odalardakiler hayal halinde gözleniyor. Bu ilginç düzenleme 13 Haziran 1999 tarihine kadar ziyarete açık.
New York'u ziyaret edenler genelde Metropolitan Müzesi, Gaugenhaim Müzesi, Modern Sanat Müzesi gibi bilinen ve ünlü müzeleri gezerler.
Tabii ki müzeler önemli ve seçme eserleri bir araya topluyor. Ama, New York'un Soho ve Chelsea'daki galerileri daha da renkli. Günümüzün ünlü sanatçıları yanında henüz üne kavuşmamış sanatçılarının da en yeni yapıtları bu galerilerde izlenebiliyor. Hem de izlemesi bedava.