Luiz Inacio Lula de Silva’nın Brezilya’da devlet başkanlığı seçimini kazanması halinde, IMF’yi kovacağı ve de dış borçları ödemeyeceği sanılıyordu.
Silva’nın seçimi kazanmasından sonra AP haber ajansı Sao Paulo kaynaklı ilk haberinde "yeni başkanın Brezilya’nın tüm dış borçlarını ödeme taahhüdünü" dünyaya müjdeledi.
Silva, seçim kampanyalarının ilk dönemlerinde topraksız çiftçilerin özel mülkleri işgal etmesi ve dış borçların ödenmemesi çağrısını yapıyordu.
Özel mülklerin işgali çağrısından epey önce vazgeçti ama, dış borçları ödememe çağrısı yakın zamana kadar devam etti. Bu nedenle başta ABD finans çevreleri olmak üzere IMF, Dünya Bankası gibi tepe kuruluşlar ve ABD yönetimi Silva’nın seçimi kazanmaması için dua ediyordu.
Brezilya’nın 230 milyar dolar dış borcu var. Bunu ödemez ise, Brezilya’ya borç veren bankalar ve finans kuruluşları büyük kayba uğrayacak. Brezilya’nın bu davranışı diğer borçlu ülkeleri cesaretlendirecek, onları da borç ödememeye itecek...
Dünyanın gözü Brezilya’da
Brezilya’nın borç ödememesi sadece Brezilya’ya kredi veren ülkeleri üzmeyecek. Türkiye gibi dışarıdan borçlanma zorunda olan ülkeleri de olumsuz etkileyecek. Çünkü Brezilya borçlarını ödemez ise, dünya para piyasasında Türkiye gibi riskli ülkelere kredi vermede çekingenlik ortaya çıkacak. Faizler yükselecek.
Ne ise ki, Silva seçimi kazanır kazanmaz AP haber ajansı vasıtasıyla yürekleri ferahlattı. Brezilya’nın borçlarını ödeyeceğini açıkladı.
Brezilya’da 8 yıldır IMF destekli istikrar programı uygulanıyor. Brezilya ekonomisinin çöküşünü önlemek için IMF yönetimi 30 milyar dolarlık ek kredi vermeye hazır ama, seçim sonuçlarını bekliyor.
AP ajansının haberine göre Silva enflasyonu kontrol etmeye yönelik IMF destekli istikrar tedbirlerini uygulamayı sürdürecek.
Kamu ve özel bankaları ile kamu ve özel sektör kuruluşlarını açlık sınırı altındaki 50 milyon Brezilyalıya daha iyi gıda ve barınma imkanı sağlamaya yönlendireceğini söylüyor. Ama bunu hangi kaynakla nasıl yapacağını kimse bilemiyor.
Brezilya’nın toprağı Türkiye’nin toprağının on katı. Nüfusu üç katı. Nüfus yapısı Türkiye’ninkine benziyor. Genç nüfus çoğunlukta. Kişi başı milli geliri de Türkiye’ninkine benzer büyüklükte. İthalat ve ihracatı Türkiye’nin rakamlarının iki katı. Türkiye’nin milli gelirinin yüzde 28’i, Brezilya’nın yüzde 32’si sanayiden geliyor. Brezilya’da gelişmiş uçak, otomotiv sanayii ve çok sayıda yabancı sermayeli sanayi kuruluşu var.
Düzene uymak kolay
Brezilya’da gelir dağılımı Türkiye’ninkinden kötü. En fakir yüzde 10’luk nüfus dilimi, Brezilya’da milli gelirin yüzde 1’ini, Türkiye’de yüzde 3’ünü alıyor. En zengin yüzde 10’luk nüfus dilimi Brezilya’da milli gelirin yüzde 47’sini, Türkiye’de yüzde 32’sini alıyor.
Buna rağmen Brezilya’da sağcı yönetimler bugüne kadar ülkeye hakim oldu. 1961 yılında devlet başkanının istifası ile onun yerine geçen solcu yardımcısı Joao Goulart, iki yıl sonra askeri darbe ile görevden uzaklaştırıldı.
Güney Amerika’da solcuların yönetime gelmesi ABD yönetiminin de hiç mi hiç istemediği bir gelişme.
Venezuella’nın solcu Devlet Başkanı Hugo Chavez ve Küba’nın solcu lideri Fidel Castro’dan sonra şimdi de Lula de Silva ABD yönetiminin başını ağrıtacak... Daha doğrusu seçim öncesi söylemlerine sahip çıksa idi ağrıtabilirdi. Ama görüldü ki, Silva, hem "paşa paşa" dış borçları ödeyecek, hem de "IMF ile anlaşacak!.." Kimsenin başını ağrıtmamaya dikkat edecek. İnsanlar seçilince değişiyor. Düzene karşı gelmek zor, düzene uymak kolay geliyor.