Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sermaye piyasaları genelde özel sektörün banka dışından fon bulabileceği en önemli kaynaktır.Başka ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de özel sektörün yatırımlarının ve üretiminin hızla büyümesine imkân sağlamak, istihdamı teşvik etmek İçin, önce "sermaye piyasası"nın hukuki yapısı hazırlandı. Sonra kanunlarla sermaye piyasası araçları geliştirildi.Sermaye piyasasında tasarrufların değerlendirilebileceği, şirketlerin fon toplamada kullanabileceği çok sayıda araç vardır. Bunların başlıcaları (1) Hisse senedi, (2) Tahvil, (3) Hisse senedi ile değiştirilebilir tahvil, (4) Varlığa dayalı menkul kıymet, (5) Katma intifa senetleri, (6) Kâra iştirakli tahvil, (7) İpotekli borç ve intifa senetleri, (8) Finansman bonosu, (9) Banka bonosu ve banka garantili bono, (10) Kâr-zarar ortaklığı belgesi, (11) Gayrimenkul sertifikasıdır.Ülkemizde bu araçların işleyişiyle ilgili hukuki altyapı hazırlandı. Bu araçların hemen tamamı bir zamanlar kullanıldı. Ama günümüzde özel sektör kamunun rekabeti karşısında hisse senedi satmaktan başka iş yapamaz hale geldi. Özel sektör tahvil veya bono bile çıkaramıyor. Sermaye piyasalarına akan tasarrufların toplamı 2004 yılında 252 katrilyon TL'ye ulaştı. Bu tasarrufların sadece yüzde 10'unu özel sektör kullanabildi. Sermaye piyasasındaki tasarrufların 227 katrilyon TL'lik bölümünü Hazinemiz faiz ödemek için kullandı. Bir ülkede halkın ve kurumların tasarrufu ekonominin, "iç kaynağının, milli kaynağın" esasını teşkil eder. Sermaye piyasasının kaynağı, halkın ve kurumların doğrudan tasarruflarıyla, bankalardaki tasarruflarının bir bölümüdür. Bankalar, halkın ve kurumların tasarruflarının bir bölümünü doğrudan kredi olarak değerlendirir. Kalanını sermaye piyasasına akıtır.Sermaye piyasasının "fazileti", ülkede yatırım ve üretim yapacaklara kaynak temin etmektir. Böylece bir yanda iş imkânları artar, öte yanda ülke ekonomisi büyür.Halbuki günümüzde kamu kesimi, tahvil ve bono satarak sermaye piyasasındaki imkânların yüzde 90'ını toplayarak faiz ödüyor. Sermaye piyasasındaki imkânların yüzde 90'ı yatırım veya üretim için değil, faiz ödemek için kullanılıyor.Genelde iç borç belasının yükü tartışılırken, faizlerin genel bütçe içindeki ağırlığı üzerinde duruluyor. Vergi gelirlerinin büyük bölümünün faize gitmesi ve de faiz dışı fazla ayırma zorunluluğu nedeniyle hükümetin bütçeden ödenek kullanarak hizmet yapamadığı tartışılıyor.Halbuki görülüyor ki, bütçedeki faiz yükü nedeniyle hükümetin bir şey yapamaz hale gelmesinin ötesinde bir başka olumsuz gelişme daha var. O da sermaye piyasasının kaynaklarının faize gitmesi nedeniyle özel sektörün yatırım ve üretime kaynak bulamaması. Sonra da "Yavuuuu... Neden yatırımlar ve üretim artmıyor? Neden işsizlere iş imkânı yaratılamıyor" diyerek dövünüyoruz. (Bu yazıyla ne demek istediğimi sual eyleyecek olan sayın okuyucularıma cevap: Biz iç borçları yeniden yapılandıramaz sak, bu faiz yükü aynı kaldığı sürece, ne hükümet ne özel sektör doğru dürüst bir şey yapabilir... Günü kurtarırız. İşte o kadar.) Üretime para kalmıyor 2000 2004Özel sektör men. kıy. 6.867.980 25.186.443Hisse senedi 6.866.817 25.186.443Tahvil 1.163 -Fin. bonosu - -VDMK - -BB-BGB - -KZOB - -Gayrimenkul sert. - -Kamu kesimi men. kıy. 36.802.214 227.414.927Devlet tahvili 34.362.937 194.210.700Hazine bonosu 2.057.684 30.272.222Gelir ort. sen. - -Dövize end. senetler - -Özelleştirme tahvili 381.593 2.932.005TOPLAM 43.670.194 252.601.370 guras@milliyet.com.tr Menkul kıymet stokları (milyar TL)