Şimdi önemli olan fabrikanın ve barajın iyi fiyat ile satılması, satın alanın bunları öldürmemesi... 1967'de zamanın hükümeti Ruslarla çok güzel bir anlaşma yaptı. Ruslar Seydişehir'de alüminyum fabrikası, İskenderun'da demir-çelik fabrikası, Aliağa'da petrol rafinerisi kurdu. Bu anlaşmayı yapabilmek için bizim (ben de o zaman DPT'de çalışıyordum) göbeğimiz çatladı. Karşılığında narenciye, üzüm, incir, fındık, tütün, zeytin, pamuk, keçi, koyun verdik. Seydişehir'de devletin kurduğu, madenden alümin ve alüminyum üreten bir fabrika var. Bu fabrikaya elektrik üretmek için kurulan Oymapınar Hidroelektrik Santralı var. Hükümetimiz "özelleştirme programı kapsamında" bu fabrikayı ve barajı satışa çıkardı. O tarihlerde bizim elektrik üretimimiz 10 milyon kwh iken bunun 1.2 milyon kwh'sini (yüzde 12'sini) Seydişehir kullanıyordu. Seydişehir için özel bir baraj yapılmasına karar verdik. Oymapınar Barajı'nı yaptık. Seydişehir'de madenden yılda 120 bin ton alümin, ondan da 60 bin ton alüminyum üretilir. Bunun bir bölümünden profil, levha, rulo, şerit, folyo yapılır. Bir bölümü de külçe ve ingot olarak alüminyum işleyen özel sektör fabrikalarına satılır. Şimdilerde ülkenin talebi yılda 300 bin ton alüminyum. Seydişehir talebin yüzde 20'sini karşılıyor. Çünkü kurulduğundan bu yana kapasitesi artırılmadı. Teknolojisi yenilenmedi. Seydişehir tesisleri 2.200 dönüm arazi üzerine kuruldu, 300 bin metrekare kapalı alana sahip. Bin mavi yakalı, 150 beyaz yakalı çalışanı var. 2004 yılı satış geliri 198 trilyon TL. Kârı 42 trilyon lira. Kolay kurulmadı Alüminyumun başka ülkelerde bir tonunun üretim maliyeti 900-1.300 dolardır. Bizde şimdiye kadar 1.520 dolar idi. Maliyetin yüzde 47'sini elektrik faturası oluşturuyordu. Çünkü Oymapınar'ın elektriği Seydişehir'e 4.40 centten satılıyordu. Seydişehir'in satışına karar verilince Oymapınar Hidroelektrik Santralı Seydişehir Alüminyum Fabrikası'na devredildi. Bundan sonra Seydişehir Oymapınar elektriğini 1 centten daha düşük fiyatla kullanacak. Dünya fiyatlarının altında maliyet imkânına kavuşacak.İşte satışa çıkarılan Seydişehir böyle bir fabrika... Bu fabrikanın, fabrika ile kurulan barajın ne güçlüklerle kurulduğunu, parasının nasıl bulunduğunu bilenler, haraç-mezat satılmasına, yumurta satar gibi satılmasına üzülüyor. Ama çare yok. Seydişehir'in ve Oymapınar'ın satışından gelecek para da faizcilere gidecek. Faizcilerinin dişinin kovuğunda kaybolacak...(Bu tesislerin kurulmasına, parasının bulunmasına çabalayanlar -Ben de onlardan biriyim- ve de ürünüyle, vergisiyle bu tesislerin parasını ödeyenler olarak, "A'bi biz bunun için mi çalıştık, çabaladık? Yemedik içmedik, bu tesislere para bulduk" diyerek dertleniyor... Tesislerin haraç mezat satışını alkışlayanlar ise, "Bunlar devletçi, özelleştirme düşmanı, eski kafalı" diyerek üzülenlerin neye üzüldüklerini bir türlü anlayamıyor.) Nezihi Berkkam öldü. Nezihi Berkkam, madencilik, petrol ve doğalgaz konularını en iyi bilen eski bir kamu görevlisi idi. Yazılarımı hazırlarken bana çok yardımı dokunurdu. Seydişehir Alüminyum Fabrikası'nı kuran ve işletmeye alanlardan birisiydi. Allah rahmet eylesin. guras@milliyet.com.tr Tesis iyi tesis