Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Avrupa Birliği'ne adaylığımızın ilanının halkımız tarafından bu kadar coşku ile karşılanacağını düşünemiyordum.
Pazar sabahı mahalledeki eski Rum okulunun önünde kurulan pazardan sebze almaya gittim. Baktım pazarcı Müslim sevinç içinde... "- Abicim yakında gidiyorum..." dedi. "Nereye?" diye sordum. "- Abicim Ecevit TV kameralarının karşısına geçip Avrupa'ya girdik deyince, sevinçten ekranı öpesim geldi... Ben yıllardır Yeniköy pazarında mal satarım... Müşterilerimin çoğu Rum idi. Yunanistan'a gitti. Türkler gelmez oldu... İşler kesat... Madem ki sınırlar kalktı, ben artık Yunanistan'a gider, bizim eski Yeniköylülerin oturdukları yerlerde pazarcılık yaparım... Oralarda bizdeki kadar yeşillik yokmuş... Hem para kazanırım... Hem de değişiklik olur..."
İstinye'de balıkçımız Hayri "- Abicim ben yakında gidiyorum" deyince "Nereye" diye sorma gereğini duymadım. Anlattı "- Abi buralarda balık kalmadı. Müşteri kalmadı... Ecevit kapıyı açtı... Pire'ye kadar bir uzanayım bakayım... Belki orada balıkçılık yaparız..."
Dönüşte, Yeniköy Spor Kulübü'nün işlettiği Yeniköy Parkı'nın rıhtımındaki çay bahçesinde bir bardak limonlu çay içeyim dedim... Eskiden yap - satçılıkla meşgul olan Karadenizli müteahhit Yunus yandaki iskemlede oturuyordu. "- Allah Ecevit'ten razı olsun... Bizim buralarda işler kapanmıştı. Tam zamanında bizi Avrupa'ya soktu" diyerek söze başlayıp, konuşmayı sürdürdü: "- Hocam, buralarda arsa kalmadı. Yaptığımızı satamıyoruz. Belediyelerle başımız dertte... İşi bırakmak üzere idim... Ne yapacağım diye dertleniyordum... Madem ki Avrupa kapıları açtı. Almanya'ya gidip, oradaki vatandaşlarımıza bina yapıp satmayı düşünüyorum. Ne dersin?"
Yunus'un yanında oturan tanımadığım genç adam "- Afedersiniz, bir şey sorabilir miyim? diyerek söze girdi. "- Ben otomobil satın alacaktım... Ecevit Avrupa'ya evet dedikten sonra buradan almaktan vazgeçtim... Almanya'ya gidip oradan az kullanılmış bir otomobil alacağım... Artık gümrük, formalite falan yok değil mi?"
Dönüşte kurabiye fırınına uğradım. Kapıda çırak Rıza "- Hocam Alman kızlar bayram etsin... Bundan böyle, Yeniköylü Rıza Almanya'da da hizmetinizdedir!.. Beni kimse tutamaz. Berlin'e gidiyorum... Artık pasaport, vize gibi dertler yok di mi Hocam?"
Bankacı Suzan Hanım da fırından kurabiye alıyordu. "- Hocam, paralar bu hafta gelmeye başlar, değil mi? Yaşadık... Bundan sonra para derdi olmayacak" diyerek sevincini dile getirdi. Fırıncı Ali Efendi "- Oh beeee... Millet artık nefes alacak" dedi. "- Bu adamların hepsi zengin, her biri üçer beşer milyar dolar gönderse... Millet gül gibi yaşar... Fakirlikten kurtuluruz... Burada sabahtan akşama hamuru yoğur, yoğur... İşte olacağın budur... Gelsin gavurcukların paraları, bak nasıl yaşarız!"
Eve yaklaşırken "Piç" Ahmet'e rastladım... "Yiğit lakabı ile anılır..." Piç Ahmet lakabından hiç gocunmaz... "Abi halkımız benim yeteneklerimi ismime eklediği unvan ile takdir ediyor" diyerek "iftihar" eder.
Piç Ahmet koluma girdi. "Hocam sana bir iyilik yapayım... Pazartesi bastır bin doları, seni inanılamaz bir yerde ev sahibi yapayım... Hemi de deniz kıyısında" dedi. Sonra başladı anlatmaya:
"- Hocam Bodrum'da dağ taş ev oldu. Fiyatlar tavana sıçradı. Deniz kenarında ev yaptırmıyorlar. Yabancı turistler gelmiyor. Bodrum'un hemen karşısında koskoca Kos Adası var. Bizim İstanköy dediğimiz ada... Kos'un sahilleri bomboş... Ecevit sayesinde Avrupa Birliği'ne girdik. Yunanistan ile aramız düzeldi. Şimdi Kos'ta sizin gibi muhterem abilerim için inşaata başlıyorum. Pazartesi "Sınırlı Sorumlu Kos Yapı Kooperatifi"ni kuruyorum. Bin dolar giriş parası yatır. Sonbaharda evler teslim...
Bunu kaçırırsan, gelecek yıl, Ege'deki diğer Yunan adalarından birinde sana bir ev yaparız... Oralar henüz parsellenmemiş... Bir yıla kadar o işi de çözeriz Hocam..."
Avrupa Birliği üyeliğimizin halkımız tarafından bu kadar coşku ile neden karşılandığını anlamış olmanın huzuru içinde eve döndüm.
Sayın Ecevit "Biz beş yılda tam üyelik için hazırlanırız" diye açıklama yapıyor... Anladığım kadarı ile "halkımız"ın o kadar beklemeye tahammülü yok... Halkımız "dünden" hazır!..



Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr