IMF istemiyor... Zaten bizim bütçeye de yük oluyordu. Buğdayı pahalı alıyorduk. Fındığı denize döküyor, tütünü yakıyorduk. Pancardan yapılan şekeri satacak yer bulamıyorduk... İyi oldu işte... Bundan sonra tarıma ucuz kredi de yok, gübre de yok, destekleme de yok. Çiftçi başka şey eksin efendim!.."
Şimdi en moda söylem bu... Çiftçinin durumundan söz edenler ve çiftçi ne yapacak diyenler hemen azarlanıyor. "Tembel çiftçinin, para etmeyen ürününü devlet satın alsın da faturayı şehirliye mi ödetsin?.. Çiftçi dalkavukluğu yapmayın..." deniliyor.
Türkiye'nin nüfusunun yüzde 80'i kırsal alanda yaşıyordu. Çiftçi aç kaldı. Kente göç etti. Şimdi nüfusun yüzde 60'ı kentlerde yaşıyor. Çiftçiyi biraz daha aç bırakırsak yakında nüfusun yüzde 80'i kentlerde yaşar hale gelecek.
Bitmedi. Bizim 70 milyon nüfusun sadece 20 milyonu çalışıyor. Bu 20 milyonun 7 milyonuna yakını tarım üretimi yapıyor. Tarım çöktükçe toplam istihdamda büyük ağırlığı olan "aktif nüfus" işsizler ordusuna katılıyor.
Bitmedi. Bizim milli gelirimiz içinde tarımsal üretimin payı (yaratılan katma değer) giderek küçülüyor ama, gene de önemli ölçüde. Milli gelirin içinde sanayinin payı yüzde 29'larda iken, tarımın payı yüzde 14'lerde. Tarımsal üretimdeki gerileme milli gelirin de küçülmesine yol açıyor.
Şu dönem, "hasat dönemi"... Hasat dönemi Anadolu için yüz yıllardır, dünyanın bu bölgesi için "bin yıllardır" "mutluluk" dönemidir. Ama şimdilerde "hasat dönemi", endişe, hayal kırıklığı, çaresizlik dönemi olmaya başladı. Eskiden "iyi hasat" "bereket, servet" getirirdi, şimdi "dert" getiriyor. Çiftçi bir şey ürettiğinde "neden ürettin?" diyerek azarlanıyor.
Üreten malını satamıyor. Üreticinin, tüccar ve aracı baskısı ile malını değerinin altında satmak zorunda kalması bazı kimseleri mutlu ediyor.
Anadolu'da (1) Hayvan varlığı azalıyor. Et ve süt hayvancılığı yok oluyor. (2) Tarlalar sürülmüyor, ekilmiyor. Boş tarla sayısı artıyor. (3) Para etmediğinden çok kişi üretimi bırakıyor. (4) Üretenler maliyetine satamayınca üretim ölçüsünde zarar ediyor.
Şu günler hükümetin, politikacıların, kamuoyunun en fazla ilgilenmeleri gereken sektör tarım sektörüdür.
Ne yazık ki, tarım sektörü ile çiftçinin ürettiği ürün ile ilgilenen yok. "Biz mi üretin dedik... Satarlarsa satarlar... Satamazlar ise fiyatı kırarlar. Gene satamazlar ise bir daha üretmezler. Başka şey yaparlar!.." diyenler duruma hakim... Ama bu yıl "dayak yiyen" çiftçi bir dahaki yıl üretim yapmadığında, köyden kente göç hızlandığında o zaman dayağı başkaları yiyecek.