Tazlar köyünde sadece bakkal Mahmut Seven'in 25 yaşındaki oğlu Mahmut ile 23 yaşındaki oğlu Erol köyde kalmış. Babalarının tarlasını işliyorlar. Köyde delikanlı olarak bir de Mehmet Koca var. O askerden yeni dönmüş. İstanbul'da fabrikaya işçilik için dilekçe vermiş. Cevap bekliyor.
Tazlar, Afyon'a 43 kilometre uzaklıkta bir yayla köyü. Borusan Grubu'nun kurucusu Asım Kocabıyık'ın köyü. Asım Kocabıyık, "eskiden köye Afyon'dan yaylı at arabasıyla 12 saatte gidilirdi" diyor. Biz, kaymak gibi İzmir asfaltından 40 kilometre gittikten sonra, daha dar bir asfalttan yarım saatte köye ulaştık. Köyde halen iki yüz ev var. Ama kış aylarında sekseninde yaşam sürüyor. Diğerlerinin sahipleri büyük şehirlerde yaşıyor. Yazlığa geliyor. Köyün nüfusu şimdilerde üç yüz dolayında. Yazları bin beş yüz oluyor.
İşgalde Yunanlıların karargah olarak kullandıkları ev şimdilerde köy odası. Alt kat yüksek tavanlı ahır ve samanlık. Üst kattaki iki odanın birinde sobanın çevresindeki sedirlere bağdaş kurduk.
Mehmet Seven TEMA'dan üç yıl önce alınan ceviz fidelerinin bu yıl verdiği ceviz ürünlerinden örnekler getirdi. Kırıp yedik. Sobanın üzerinde su ısıtıp çay yaptı. İçtik. Sohbet ettik. Köy odasındakilerin en genci 60 yaşındaki Mutahir Karabıyık, İstanbul'da çalıştığı fabrikadan emekli olmuş. 2 kızı, 2 oğlu İstanbul'da. Sosyolog, avukat ve iktisatçı... "Karım ile köyü döndük. 10 büyükbaş ile vakit geçiriyoruz" diyor.
Abdullah Özdemir 77 yaşında. 2 kızı, 2 oğlu İstanbul'da. "Bu yaşta ben tarlada çalışamam... Evde oturuyorum" diyor.
Mehmet Esen'in 4 oğlu, 1 kızı İstanbul'da. "Ben tarlamın tamamını ekip biçemiyorum. Tek öküz ile tarla sürerek vakit geçiriyorum" diyor. Mehmet Koç'un 1 kızı, 2 oğlu var. Kız İstanbul'da oğullarının biri Almanya'da, öbürü Ankara'da.
Köyde yüz öğrencinin okuduğu, beş öğretmenin ders verdiği ilkokul öğrenci yokluğundan kapanmış. Şimdilerde 16 ilkokul öğrencisi Kınık'a taşımalı öğretime gidiyor.
Köyün toprakları çok verimli. TEMA'dan alınan ceviz, vişne fidanları kısa sürede ürün vermeye başlamış ama, daha fazla fidan almaya talep yok. Çünkü ağaçlara bakacak genç kalmamış.
Köyün merası 2 - 3 bin büyükbaş hayvan besleyecek büyüklükte. Meradaki hayvan sayısı 100 - 150 dolayında...
Asım Kocabıyık köye 3 kilometre uzaklıkta bir sulama göleti yaptırmış. Köye göletten su geliyor. Asım Kocabıyık, "Tarlalara da sulama sistemi yaptıracağım, ama kim kullanacak? Köyde üretime soyunan elli genç insan olsa sulama sistemini kurayım..." diyor...
"Eskiden toprak için, mera için insanlar kavga eder, birbirini yerdi. Şimdi toprak boş, mera boş. Gençler şehirlere göçmüş. Köylerde yaşlılar yaşıyor. Şehirdekiler köylere yazlığa geliyor.
Ve de sonuç: Türkiye, tarım üretimiyle kendi kendini besleyemez duruma düştü.