Merkez Bankası’nın reel efektif döviz kuru endeksine göre, Türk lirası son 4 ayda dövize karşı yüzde 15 değer kazandı.
Merkez Bankası, TL’nin döviz sepeti karşısında 1995 yılındaki değerini 100.0 kabul ediyor. Daha sonra her ay, Türkiye’deki ve Türkiye’nin ticaret yaptığı ülkelerdeki enflasyonları dikkate alarak, TL’nin döviz sepeti karşısındaki değer değişimini endeks rakamıyla belirliyor.
Bu izleme Türkiye’deki TEFE (Toptan Eşya Fiyatları Endeksi)’ne ve TÜFE (Tüketici Fiyatları Endeksi)’ne göre ayrı ayrı yapılıyor.
Yazının altında son 2 yılda aylık değer değişimini gösteren endeks sayılarını bulacaksınız. Son 4 ayda TÜFE bazlı endekse göre Türk lirası dövize karşı yüzde 15.3, TEFE bazlı endekse göre dövize karşı yüzde 14.2 oranında değer kazandı.
Türk lirasının değer kazanması sevinilecek bir şey de, döviz fiyatının birden çıkışa başlayacağı ve Türk lirasının hızla değer kaybedeceği endişesiyle bunun zevkini alamıyoruz.
Ege Cansen’in bir hikayesi vardır: Çocuk direğe tırmanıyormuş. Babası uyarmış. "Oğlum direğe tırmanma, tehlikelidir" demiş. Çocuk tırmanışını sürdürürken, "Baba bunun neresinde tehlike var?" diyerek sual edince, babası yanıtlamış: "Oğlum, tırmanman değil de, tırmandıktan sonra düşmek tehlikelidir. O tehlikenin büyüklüğünü tırmanırken fark edemezsin!"
Biz bundan önceleri direkten fena halde düştüğümüz için, Türk lirasının değer kazanmasından korkar hale geldik.
Türk lirasının değer kazanmasının, dövizin ucuz satılmasının iyi yanları vardır. Enflasyon düşer. Faiz oranı düşer. Merkez Bankası’nın amacı, enflasyonu düşürmek. Hazine’nin amacı faizi düşürmek olduğu için, Merkez Bankası ve Hazine Türk lirası değer kazandıkça memnun oluyor.
Türk lirasının değer kazanmasının, dövizin ucuz satılmasının kötü yanları vardır. İthalat ucuzlar. İhracat ve turizm gelirleri düşer. Bizim gibi ülkelerde ihracat ve turizm geliri önemlidir ama, daha da önemlisi bu iki sektörün ekonominin dinamiğini teşkil etmesidir.
Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlarda, iç piyasaya dayalı olarak büyümesi imkansız. Büyüme gerçekleşecekse dış piyasaya dayalı olarak gerçekleşecek. İki günde bir değerinin üzerine tırmanan Türk lirası, ihracatçıyı ve turizmciyi teşvik etmez, tam tersine gücendirir.
Tek başına enflasyonun düşmesi, tek başına faizin ucuzlaması, ekonomik büyüme için yeterli değildir. Ekonomik büyümeyi sağlayamaz. Bugün ABD’de de, Japonya’da da enflasyon düşük, faiz oranları aşağıda ama büyüme sorunu var. İşte bütün bunlardan dolayı Türk lirasındaki değerlenme "sürdürülebilir" bir ekonomik gelişme olarak görülemiyor.