Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu olaya üzülmemek imkânsız... Ama bu insanların kontrolü dışında yüz yılda bir olan bir olay...Öte yanda dünyanın başka yerlerinde bazı insanlar, bilerek isteyerek, binlerce insanı öldürüyor... Birileri emir veriyor. Birileri uçağa binip insanların, binaların üzerine bomba yağdırıyor. Birileri silahla adam öldürüyor, buldozerlerle, tanklarla evleri yıkıyor. Tabiat olayı olan "tsunami" dalgalarıyla ölenler insan da, bombayla, kurşunla ölenler insan değil mi? Batı dünyasının "asil beyaz insanları", Güneydoğu Asyanın fakir ülkelerinin kıyılarında dolaşarak, tabiat faciası sonucu ölen "yoksul siyah tenli"leri sayıyor. Onlar için üç dakikalık saygı duruşunda bulunuyor...İyi de on yılı aşkın süredir Filistinde, bir yılı aşkın süredir Irakta uçaklardan, helikopterlerden atılan bombalarla, roketlerle, sokaklarda makineli tüfeklerle öldürülenlerin sayısını kim biliyor? Ekmek parası için Irakta, Afganistanda kamyon sürerken, yol yapımında çalışırken öldürülen Türklerle kim ilgileniyor? Onlar insan değil mi? Onlara neden kimse üzülmüyor. Irakta, Filistinde evleri tabiat değil, tanklar, buldozerler yıkıyor. Oradakilerin evsiz kalması neden kimseyi üzmüyor?Dostum Ege Cansen, "Bütün bunlar bir tiyatro oyunudur" diyor. Sahnelenen oyunda, "beyaz insanın gücü, dünyaya hakimiyeti" sergileniyor. Dikkat buyurunuz... Fakir olan, çaresiz olan, yardım bekleyen, elini açan yoksulların hemen tamamı "siyah tenli"ler. Dünyanın efendisi "asil ve zengin beyazlar" onlara acır, merhamet duyar gibi, yardım eder gibi yapıyor... Acısını, merhametini, yardımını fotoğraflarla filmlerle belgeleyerek "reklamını yapıyor"... "Beyaz tenliler" kendi toplumlarına mesaj veriyor. Kendilerini tatmin ediyor. Dünyayı sahiplenme duygusunun zevkini çıkarıyor. Güneydoğu Asyada deprem denizi kabarttı. Deniz, dalga oldu, sahili vurdu. İnsanın kontrol edemeyeceği bu tabiat olayı, birçok insanın ölmesine, çok sayıda binanın yıkılmasına yol açtı. Eğer "asil beyaz tenliler"in yıllardır yaptıkları yardımlar, reklamı yapıldığı ölçüde olsaydı, bugün Afrikada, Güney Amerikada, Güneydoğu Asyada, Afganistanda, Bangladeşte, Pakistanda yaşayan "siyah tenli" fakirlerin durumunda biraz düzelme görülmez miydi? Felsefeyi bir yana atalım. Biraz da işin ekonomisine bakalım... Zengin, asil beyaz tenliler "üzüm üzüm üzülüyor" ve de Güneydoğu Asyadaki felaketzedelere yardım için devletleri kesenin ağzını açıyor. Hangi devletler? ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İskandinav ülkeleri, İsviçre... Ve de benzerleri... Bütün bu ülkelerde devletin yardım için ayırdığı paralar ile halkın yaptığı bağışların toplamı dün 4 milyar dolar dolayındaydı...Bu rakamı bizim iyi değerlendirmemiz gerekir. Batı dünyasının devletleri ve halkı on günde toplaya toplaya 4 milyar dolar toplayabiliyor... Bu paranın önemli bir para olduğu ifade ediliyor...Dönelim Türkiyeye... Biz Uzanların hesaba geçirmeden İmar Bankasından başka yerlere aktardıkları mevduatın sahiplerine ödeme yapmak için 10 günde 6 milyar dolar toparladık... Pamukbankın Halk Bankasıyla birleştirilmesi için 2 milyar dolar fatura ödedik. Biz, içi boşaltılan diğer bankaların kasalarını doldurmak için 25-30 milyar doları bulduk buluşturduk...Bu karşılaştırmayı neden yapıyorum?.. Bizim gibi, aylık geliri 500 milyon eski lira, 1 milyar eski lira olan insanlar için milyon doların, milyar doların ne büyüklük ifade ettiğini anlamak çok zor... Ama bu felaket nedeniyle Batı dünyasının çıkara çıkara ortaya koyduğu 4 milyar dolar para, bize bir karşılaştırma imkanı veriyor. Bizim halkımızın cebinden çıkan 30-40 milyar lira önemsizse, yardım için toplanan para bunun yanında hiçtir. Ama bütün Batı devletleriyle Batılı asil ve zengin beyaz insanın toplayabildiği 4 milyar dolar para önemliyse, bizim halkımıza yazık olmuş demektir. Biz o paranın on katını cebimizden çıkararak batan bankaların kasasına koyduk. guras@milliyet.com.tr Batık 40, yardım 4 milyar dolar