Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ucuz döviz nedeniyle halkımız giderek yerli malını bırakarak ithal malı kullanmaya başladı.
Eskiden sanayileşmek için ithal ikamesi politikası uygulanırdı. Şimdi ithalatı teşvik politikasıyla yerli sanayiyi çökertiyoruz.
Yılın ilk 2 ayına ait vergi rakamlarına bakılırsa, neyin ne olduğu açıklıkla görülebilir.
Yılın ilk 2 ayına ait vergi rakamlarına göre:
- Gelir ve kazançlardan alınan vergiler bir yıl öncenin aynı dönemine göre binde 9 oranında gerilerken, iç piyasada tüketime dayalı harcamalardan alınan vergilerde yüzde 25 artış olmuş.
- KDV artışı yüzde 22, ÖTV artışı yüzde 38 oranında.
- ÖTV artışının hangi malların satışından kaynaklandığı önemli. Taşıtlardan alınan ÖTV’deki artış oranı yüzde 35, dayanıklı tüketim mallarından alınan ÖTV’de artış oranı yüzde 125.
Acaba üretim bu yılın ilk 2 ayında geçen yıla göre ne ölçüde arttı?
- Sınai üretim endeksine göre, ocak ayında genel olarak sanayide üretim artışı yüzde 12, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 31 dolayında. Büyük olasılıkla şubat ayı üretim değerleri de bu rakamlara yakın çıkacak.
- Sanayinin kapasite kullanım oranında da yüzde 12 dolayında bir artış var.
Buna karşılık KDV ve ÖTV artış oranları, sanayi kesimindeki üretim artışının çok üzerinde. Demek ki, yerli üründen çok ithal ürünü satışı gerçekleşmiş.

Cari açık büyüyor
Dış ticaretten alınan vergilerdeki artış da bu bulguyu destekliyor.
- Yılın ilk 2 ayında gümrük vergisinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20 artış gerçekleşmiş.
- Genelde dayanıklı ve dayanıksız ithal ürünlerden alınan KDV yüzde 68 oranında artmış.
- Olan bitene vergi penceresinden bakanlar, ”Ohhhh... Ne güzel... İthalat coşmuş... Devlet ithal mallardan daha çok KDV ve ÖTV alarak vergi gelirini bu kriz döneminde yüzde 21 artırmayı başarmış” diyecektir.
- Olan biteni ekonomi penceresinden izleyenler “Ucuz ithalatın (1) Ülkede üreticiyi yok ettiğini, (2) Ülkenin döviz açığını artırdığını, bu gidişin iyi gidiş olmadığını” söyleyecektir.
Bizim gibi saf ve bakir ekonomi yazarlarının görevi çömlek kırılmadan uyarı yapmaktır. Ucuz dövizin ithalatı nasıl coşturduğunu, ihracatı nasıl engellediğini, yerli üretimin nasıl çöktüğünü, işsizliğin, fakirliğin nasıl arttığını, ucuz ithalat sonucu döviz açığının nasıl büyüdüğünü anlatmaya çalışıyoruz. Eğer uyarılarımız yanlışsa, eğer ucuz döviz ülke yararınaysa, ne söylenebilir ki?” Oğlum Ahmet... Yoluna devam et!”

Ucuz döviz ithalatı artırınca vergi geliri de artıyor