Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Havaalanlarına konup kalkan yabancı uçaklara Çelebiler ismini taşıyan bir özel şirket, yerli uçaklara da Havaş adını taşıyan bir kamu kuruluşu hizmet verirdi. Bunların hizmetteki payları "yarıyarıya" gibi idi.
Özelleştirme programı çerçevesinde Havaş satışa çıkarıldı. Bu ihale şartları ile birlikte havaalanlarında yer hizmetlerinin veriliş şeklinin şartları belirlendi. Bu şartlara uygun şekilde fiyat istendi.
Bir özel sektör grubunun verdiği fiyat uygun görüldü. Havaş satıldı. Satış öncesi belirlenen şartlara uygun biçimde Çelebiler ve Havaş firmaları yatırım yaptı. Yapıyor. Havaalanlarında hizmetler eskiye göre daha iyi yürüyor. Pırıl pırıl otobüsler işliyor.
Şimdi duyulduğuna göre, Ulaştırma Bakanı bir yönetmelik ile havaalanlarındaki yer hizmetini bu iki kuruluş dışındaki taliplere "parasız ve ihalesiz" olarak açmak üzere imiş.
Bu, özelleştirmenin "raconu"na ters düşen, bundan sonraki özelleştirme hareketlerini frenleyen bir karardır.
(1) Bir kamu hizmeti özelleştirilirken, kamu otoritesi alıcılara şunu açıklıkla belirtir: (a) Bu konuda şu kadar yıl veya işin hacmi şu miktara ulaşıncaya kadar bir kuruluş faaliyet gösterecek. Bir kuruluş için bu işi ihaleye çıkarıyorum. (b) Veya bu işi iki veya üç kuruluş arasında bölüştürüp, herbiri için ayrı ihale açacağım. (c) Veya şimdilik iki kuruluş arasında bölüştüreceğim. İş büyüyünce bir başka kuruluş için de ihale açacağım.
(2) Bir kamu hizmeti özelleştirilirken, kamu otoritesi hiçbir zaman, "bu işi şimdilik ihale ile ve para alarak özelleştiriyorum ama, ileride istediğim kuruluşa aynı alanda hizmet kapısını bedava açarım" diyemez.
Bakanlığın koyduğu şartlara uymak için bu iki kuruluş yatırım yapmış. Derken bir de bakıyorlar ki, aynı alan, başkalarına açılmış. Yeni gelenler önemli ödeme yapmayacak. Yeni gelenler için çalışma şartları gevşetildiğinden yatırım yükü de olmayacak.
Para ile satılan bir hakkı daha sonra bedavadan veya daha ucuz fiyatla dağıtmak, özelleştirmeye güvenerek belli şartlarla işe başlayanların karşısına, şartsız, şurtsuz rakipleri çıkarmak sadece bu konu ile ilgilenenleri rahatsız etmez.
Özelleştirme hareketine güveni yok eder. Bundan sonra kimse Türk hükümetlerine güvenerek özelleştirilecek kuruluşlara talip olmaz. Özelleştirilecek kuruluşların gerçek değerini ödemez.
Bu olay Ulaştırma Bakanlığı'nın tek olayı değil. Yönetmelik değişikliği ile belli firmalara imkan tanınıyor. Belli firmaların önü kapanıyor. Konu kamuoyunda tartışılır ise yönetmelik iptal ediliyor. Açık anlatımıyla işin ciddiyeti kalmadı.