Üretmeden olmaz... Bir ekonomi sadece faiz ve döviz fiyatından ibaret değildir... Üretmeyen ekonomide ne faizin fiyatını, ne dövizin fiyatını tutabilirsiniz... Geliniz görünüz ki, ekonomi politikalarını belirleyenler bu gerçekleri göremiyor.
Ama takke düştü, kel göründü!.. 2001 yılının ilk 6 aylık milli, gelir rakamları, tarımda ve sanayide "dramatik" gerileme, ülkenin fakirlik çukuruna nasıl düştüğünü ortaya koyuyor.
Milli gelir, bir ülkede belli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerin parasal değeridir. Önce fiziki üretim belirlenir. Sonra bu fiziki üretim parasallaştırılır. Cari fiyatla (günün fiyatı ile) belirlenen milli gelir, karşılaştırmaya (mukayeseye) imkan vermek için de sabit fiyata dönüştürülür. Sabit fiyata dönüştürmek demek, fiyatlardaki enflasyon şişkinliğini almak / yok etmek demektir. Sabit fiyata dönüştürülen milli gelir rakamları, bir yıl öncenin aynı döneminin rakamı ile karşılaştırılır. Böylece bir yılda belli faaliyet dallarında üretim artmış mı, eksilmiş mi, artmış ise ne oranda artmış, eksilmiş ise ne oranda eksilmiş, ortaya çıkar.
Milli gelir rakamlarını Devlet İstatistik Enstitüsü üçer aylık dönemler itibariyle açıklar.
Dün, 2001 yılının ikinci üç aylık döneminin milli gelir rakamları açıklandı. Böylece 2001 yılının ilk ve ikinci üç aylık dönemlerinde ve toplu olarak ilk altı aylık dönemde geçen yıla göre üretimin ne kadar azaldığını öğrenme imkanımız ortaya çıktı.
2001 yılının ilk üç aylık döneminde gayri safi yurtiçi hasılamız yüzde 2.2 azalmıştı. İkinci üç ayda üretim o kadar gerilemiş ki, azalma yüzde 9.3’e çıkmış. İlk üç aylık dönemde tarımda yüzde 5.2 üretim artışı tahmini vardı. İkinci üç ayda tarım üretiminin yüzde 4.9 gerilediği ortaya çıktı. Üçüncü ve dördüncü üçer aylık dönemlerde tarımsal üretim daha da eksilecek. Yıl sonunda tarımda büyük bir gerileme görülecek. Sanayide de durum çok kötü. Sanayi üretimindeki gerileme ilk üç ayda yüzde 1.3 iken, ikinci üç ayda yüzde 8.5 oldu. Sanayi çöküyor. İnşatta, ticaret kesiminde gerileme ikinci üçüncü aylık dönemde ilk üç aylık döneme göre daha kötü.
Türkiye’nin toplam üretimi yılın ilk üç aylık döneminde yüzde 2.2 oranında gerilemişti. İkinci üç aylık dönemde gerileme oranı yüzde 9.3’e yükseldi. Dibe doğru gidiyoruz.
Devlet İstatistik Ensitüsü, dört gün önce de üç aylık sanayi üretim endeksini açıkladı. Kamuoyunun dikkatini ve ilgisini çekmeyen bu rakamlar sanayiin durumunu sergiliyordu. İmalat sanayii üretim endeksi ikinci üç ayda yüzde 15.7 gerilemeyi işaret ediyordu.
Sayın okuyucularım. Sayın halkım... Sanki çok üretiyorduk da, üretimi kısarak rahatlayacakmışçasına bir umursamazlık var... Türkiye zaten üretemiyor. Türkiye üretemediği için krize giriyor. Üretimi daha da kısarak, krizden çıkmanın imkanı olmadığını bazı çevreler anlayamıyor.