Vadeli işlem borsalarının kuruluş nedeni, reel ekonomide (yatırımda, üretimde) risk alanların, uzun vadeli kontratlarla/anlaşmalarla risklerinin boyutunu sınırlamak istemeleridir. Kendilerini güvence altına almalarıdır.
Örneğin, bir yıl sonra dolar satacaklar veya dolar satın alacaklar, bir yıl sonra dolar fiyatı 1.50 TL mi, yoksa 2.00 TL mi olacak belirsizliğinden kurtulmak için vadeli işlem borsasına giderek, (örneğin, 1 doları için 1.65 TL fiyatla) alım-satım kontratı/anlaşması yapabilirler.
Bu uzun vadeli kontratın riskini (zararını) ya alıcı ya satıcı ödeyecektir. Dolar bir yıl sonra 1.90 TL dan işlem görürse, doları 1.65’ten alma hakkını kazanan alıcı kazanacak, piyasa fiyatıyla satış fiyatı arasındaki farkı ( 1.90-1.65= 0.25 TL) satıcı ödeyecek, zarar edecektir.
Eğer bir yıl sonra dolar 1.65 TL yerine 1.40 TL’den işlem görürse, bu defa satıcı kazanacaktır. Alıcı 1.40 TL’lik dolar fiyatı ile 1.65 TL’lik kontrat/anlaşma fiyatı arasındaki farkı ( 1.65-1.40=0.25 TL) ödeyecek, zarar edecektir.
Girişimciler için vadeli işlemler çok önemli araçlardır. Girişimciler bu araçlar sayesinde faiz, döviz kuru, parite değişimlerine karşı kendilerini korumakta/güvenceye almakta/riskleri önlemektedir.
Finansal kontratlar yanında emtia kontratları çok daha önemlidir. Emtia kontratlarına altın, gümüş gibi değerli madenler, bakır, alüminyum gibi sanayi girdileri ve buğday, şeker, pirinç, mısır, soya yağı gibi tarım ürünleri konu olmaktadır.
Kimi kumar oynuyor
Vadeli işlemlerde girişimciler güvence ararken, spekülatörler de kâr arar. Faiz, döviz, parite ve emtia ile ilişkisi olmayanlar da vadeli işlem kontratları yaparak kazanç arayışına girebilir. Belki “kumar” deyimini kullanmak olan biteni küçültür ama, spekülatörler için vadeli işlem kontratları bir tür kumardır.
Vadeli işlem kontratında satış emri verenlerin ellerinde mal olması, alım için talepte bulunanların malı alma zorunluluğunun olmaması nedeniyle, vadeli işlem kontratlarının gerçek ihtiyaca mı yoksa spekülasyona mı dayandığını ayırmak imkânsızdır.
Kontrat bedelinin belli miktarını (genelde yüzde 5 ile yüzde 20 arasında değişen bir tutarı) teminat gösteren, belli büyüklükteki kontratlardan istediği kadarıyla hisse senedi, döviz, petrol alım satım kontratını alıp satabilir. Neticede kontrat konusu değer ve mal nasıl olsa teslim edilmeyecek, kâğıt üzerinden kâr/zarar tasfiye edilecektir.
Girişimci, riski sınırlıyor
Günümüzde hemen her ülkede vadeli işlemler için özel borsalar faaliyet gösteriyor. Ama dünyada iki önemli borsa var. Bunlar: (1) Chicago Board of Trade (Chicago Borsası), (2) London Metal Exchange (Londra Metal Borsası).
Bizde, özel statüyle İzmir’de kurulan ve 4 yıldır faaliyet gösteren Vadeli İşlemler Borsası’nda (VOB) emtia üzerine işlemler güdük kaldı. Bunun temel nedeni, İzmir’deki VOB’da işlem görebilecek tarım ürünlerimizin belge karşılığı saklanabileceği “Lisanslı Depolar”ın henuz kurulamamış olmasıdır.
Bunun sonucu, bizim VOB’umuz İMKB 30 Endeksi’nin alınıp satıldığı bir borsa haline dönüştü.
İyi de acaba Türkiye’deki gerçek/çağdaş girişimciler vadeli işlem borsalarının nimetlerinden yararlanamıyor mu? Yararlanıyor. İş Yatırım, bunun için bir hizmet geliştirdi. TradeMaster adıyla bir elektronik işlem platformu oluşturdu.
Girişimcilerimiz bu platform üzerinden Chicago, New York, Paris ve Londra gibi birçok hisse senedi ve vadeli işlem borsasına ulaşabiliyorlar. Uzun vadeli mukavelelerle altın, bakır, alüminyum, petrol alıp satabiliyorlar. Kahve, soya, buğday, mısır üzerine işlem yapabiliyorlar. Bu işlemlerde her kontrat için yatırılması gereken teminat, İş Yatırım üzerinden işlemin yapıldığı borsalara gönderiliyor. Daha sonra işlem sahipleri bilgisayar ekranından vadeli olarak borsalarda işlem gören her türlü değeri ve malı alıp satabiliyor.