Bankalardaki mevduata yüzde 100 devlet garantisi verilmesi, bazı kötü niyetlilerin bankaların içini boşaltmalarını teşvik etmektedir. İçi boşaltılan bankaların sayısı giderek artmaktadır.
Çözüm, banka mevduatına verilen yüzde 100 devlet garantisinin kaldırılmasıdır. Fakat buna bugün karar verilse bile garantinin kaldırılması zaman alır. Ama yapılacak bir şey vardır. Bunun için kanuna da gerek yoktur. Yüzde 100 devlet garantisi kaldırılıncaya kadar, devlet, garanti verdiği mevduatın faiz oranını sınırlamalıdır. Bu sınırı aşan faiz ödemelerinden yararlanan mevduat yüzde 100 devlet garantisi kapsamı dışında tutulmalıdır.
Çünkü bugün dünyada doların faizi yüzde 5 iken, Türkiye'de dolara büyük bankalar yüzde 10 faiz ödeyebilirken, hiçbir küçük banka dolara yüzde 25 veya yüzde 30 faiz veremez. Çünkü bu faizi ödeyemez. Bir banka dolara yüzde 25 faiz veriyor ise, bu bankanın içi boşaltılıyor, bu banka bu faizi ödemeyecek demektir. Bu durumu bile bile yüzde 25 dolar faizi veren bankanın tüm mevduatını yüzde 100 devlet güvencesi kapsamına almak, "halkı devlet zoruyla soydurmak" anlamına gelir. Bankasının içini boşaltan kendi bankasını değil, dolaylı olarak "devlet himayesinde" halkı soymaktadır.
Bu işi bilmeyenlere yolunu öğreteyim: (1) Ödeyemeyeceğinizi bile bile yüzde 25 faizle dolar mevduatı toplarsınız. (2) Bazı para sahipleri açıkgöz olduklarından, bazıları saf olduklarından "devletin yüzde 100 güvencesine güvenerek" paralarını sizin bankaya yatırırlar. (3) Siz yatırılan dövizleri paket edip, yurt dışında bankanızın hesabına aktarırsınız. Sonra o paralarla yabancı tahvillerden satın alırsınız. (4) Müşterilerden yüzde 25 faiz ile toplanan paralarla alınan yabancı tahvilleri yurt dışındaki bankalara teminat gösterip, kredi alırsınız. (5) O krediyi karınızın, kızınızın, kendinizin hesabına geçirtirsiniz. (6) Bankanıza para yatıranlar faizlerini isteyince, dolarlarını geri çekmek isteyince Ankara'ya koşar, başlarsınız ağlamaya: "- Bizim banka zor durumda... Memed Aliiii Beyyyy...N'olur biraz yardım edin!.." dersiniz. Ankara'dakiler, "aman banka batmasın, başımıza iş çıkmasın" diyerek size ufak ufak para akıtmaya başlar. (7) Siz o paraları da çaktırmadan yurtdışına aktarırsınız. (8) Günü geldiğinde, içi boşalmış, posa haline gelmiş bankayı "Mevduat Sigorta Fonu"nun kapısına bırakırsınız. (9) Bu arada edepsizliği elden bırakmaz, "Gitti benim aslan gibi bankam... Devlete hediye ettimmm" diye ağlarsanız "kahraman"dan sayılırsınız.
Sayın okuyucularım, sayın halkım... Böyle bir düzen, böyle bir soygun, bir yanda yüzde 100 devlet güvencesi devam ederken, öte yanda bankasının içini boşaltacaklara faiz serbestisi tanınarak sürdürülebilir. Soygunu önlemenin yolu (1) güvencenin sınırlandırılması, (2) güvence sınırlandırılıncaya kadar güvenceden yararlanacak mevduatın faizine tavan getirilmesidir.