Yeniköy de "İstanbul'daki yapısal değişim"den nasibini aldı. Yeniköy'de "kebapçı dükkanı" açıldı.
Hangi Yeniköy'de? Barbar Krallığı ve Büyük İskender zamanından bu yana yerleşim bölgesi olan, fetihten sonra Trabzon ve Rize yöresinden gelen Rumların yerleştiği ve yakın zamana kadar bir Rum köyü özelliğini koruyan Yeniköy'e...
Aleko'nun kardeşi Vangel Nikolaidis'in bana anlattığına göre, 6 - 7 Eylül olaylarından önce Yeniköy iskelesinin hemen yanında üç Rum lokantası ve bir Rum meyhanesi varmış. Haralombos Hırvatitis'in işlettiği meyhanenin bitişiğinde 1952 yılında Vangel'in açtığı mezeci dükkanı kısa sürede ünlenmiş. Vangel dükkanında fıçı bira ve fıçı şarap satar, akşamları plakla ve laterna ile Rum müziği yaptırırmış. O yıllarda insanlar eğlenmeyi bilirmiş. Vangel'in mezeci dükkanı sabaha kadar açık kalır, dükkanın önünde ve yollarda insanlar sabaha kadar müzik eşliğinde şarkı söyler, dans edermiş. O kadar ki, yoldan geçen az sayıdaki otomobil ve otobüsdeki yolcular, otomobili, otobüsü durdurur, iner, cümbüşe katılırmış.
Panayot Elatos'un işlettiği Akaska isimli Rum lokantasının yol üzerindeki binası yıkıldı. Yenilendi. İstanbul Hilton Oteli'nin eski müdürlerinden Shipitingel'in Avusturyalı eşi burada bir "Şinitzel" lokantası açtı. Shipitingel ailesi Türkiye'den ayrılınca lokantayı devralan Murat Kösematoğlu burayı Mafalda ismi ile İtalyan lokantasına dönüştürdü.
Bir zamanlar İstanbul'da İtalyan lokantası sayısı çok azdı. Kıtır pizzası ile ve İtalyan aşçısının nefis yemekleriyle Mafalda ilgi gördü. Derken İtalyan lokantalarının sayıları arttı. Türklerin İtalya'yı boykotları nedeniyle Murat Kösematoğlu kapıdaki Mafalda levhasını kaldırdı. Geçenlerde baktım... Kapıya yeni bir levha asılmış: "Kebap Evi."
Murat Kösematoğlu diyor ki: "- İtalyan mutfağını seviyorum. İtalyan lokantası işletmek istiyorum ama... Ben ne yapabilirim? Halkımız Boğaz'da kebap yemek istiyor. Halkımızın talebine karşı direnmenin imkanı yok. Bu nedenle Mafalda'nın pizzasını ve İtalyan mutfağını binanın alt katına aldık. Üst katı kebapçı dükkanı yaptık."
Murat Kösematoğlu ve eşi Seba dış dünyayı bilen, işini seven bir çift. Pırıl pırıl bir kebapçı dükkanı ortaya çıkarmışlar. Adana'dan Doğan Bayram'ı getirip, ocağın başına oturtmuşlar. Girişteki pide fırınının başında da Halil İbrahim var. Adana mezelerini mutfakta Metin Dadaş hazırlıyor. Timur Yılmaz ve Bülent Küçük de servise bakıyor. Ocak başı ile, masaları, tabakları, çatalları ile tertemiz, dumansız, kokusuz bir "Boğaziçi kebapçısı"... Bıçak kıyması ile hazırlanan tavuk eti karışımlı "light kebap", et yemekten korkan fakat burnunda kebap tütenlerin ilacı...
Kıtır pizzadan hoşlananlara, makarna sevenlere alt kattaki Mafalda'da Suat Özdemir ve İbrahim Aksoy hizmet veriyor. Yeniköy'de vapur iskelesinin hemen yanında Pala Manav'ımız vardır. İbrahim Hüner ve oğlu Aydın ile Kemal Şinik en taze meyveleri, sebzeleri satar... Pala'nın önünden geçiniz, Coşkun Akıncı'nın küçük ve fakat malları sokağa taşan bakkal dükkanının önünden yürümeyi sürdürünüz. Yolun kenarındaki beyaz ahşap kaplı eski Rum evi, Yeniköy'ün yeni "Kebap Evi"dir... (Kebap Evi, Köybaşı Cd. No: 57, Tel: 223 86 93)
İşte böyle sayın okuyucularım... "Denize nazır... Kebaplar hazır!.." Yeniköy de, değişime uyuyor... Rum meyhanesinde, Avusturya Şinitzel'ine ve de İtalyan pizzasına derken... Lahmacun... Ve de kebap!.. Ne demiş büyüklerimiz? "Ya bu deveyi güdeceksin... Ya bu diyardan gideceksin..."