Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ünlü mağazamızın başlığını taşıyan mektubu, grubun genel müdürü imzalamıştı. Mektupta şunlar yazıyordu: "Dostlarımıza yılbaşı için bir alışveriş kartı gönderiyoruz. Mektup ekinde 'Altın Renkli' bir alışveriş kartı ve bin YTL'lik hediye kuponu bulacaksınız. Bunlarla ilgili broşürü okumanızı öneririz." (Öneri veya emir) yüksek yerden. Broşürü açtım. Baktım ki, mağaza yönetimi, dostlarını 3 sınıfa ayırmış. "Platin dostlar, altın dostlar, gümüş dostlar." Beni "ikinci sınıf"a oturtmuşlar. Bin YTL'lik hediye çekiyle ödüllendirmişler.Kafam karıştı. Karım bir şeylere üzüldüğümü fark etti. Anlattım. Başladı dalga geçmeye: "Mağazanın patronlarını 35 yıldır tanıyorsun. Sana iyilik yapmışlar. Üçüncü sınıf yerine, ikinci sınıf adam yerine koymuşlar. Daha ne istiyorsun!" Yılbaşı kartı niyetiyle zarfı açtım. İçinden plastik bir kart ile para çeki gibi bastırılmış bin YTL'lik bir hediye çeki, bir mektup ve de bir broşür çıktı. Kırgınlığımı ifade eden bir mektupla bana gönderilen kartı ve hediye çekini iade ettim. Kırgınlığım, üzüntüm sürüyor. Durup dururken birileri beni nasıl "sınıflandırır"? Durup dururken bana nasıl "bin YTL'lik fiyat biçebilir? (Bazıları, "Ben daha üst sınıfta olmalı idim... Bana bin YTL'lik değil, 10 bin YTL'lik hediye çeki gönderilmeliydi" diye tepki gösterdiğimi düşünebilir. Ne yapalım, öyle düşünen öyle düşünsün...)Gülme komşuna, gelir başına demişler. Yılbaşına yakın bir akşam eve döndüm. Karımın suratı bir karış. "Ne oldu?" dedim. "Bugün bana da yılbaşı kartı geldi" dedi. Ünlü bir mağazanın mektubunu, mektup ekinde gelen müşteri kartıyla, broşürü gösterdi.Mektupta, "Size yılbaşı nedeniyle bu 'Beyaz Müşteri Kartı'nı hediye ediyoruz. Sizi 'Özel Müşteri Programı'mıza dahil ettik. Siz bizim özel müşterimiz oldunuz. Bu 'Beyaz Kart' ile size verdiğimiz değeri, broşürü okuyarak öğreniniz" diye yazıyor. Gülme komşuna, gelir başına Broşüre göre, müşteri kartı gönderilenler 6 sınıfa ayrılmış. Karımı 6'ncı sınıfa oturtmuşlar. Broşürde yazıldığına göre birinci sınıfa oturtulanlar mağazaya gittiklerinde her şeyi yüzde 25 ucuz alacaklarmış. Sonra sınıfına göre ucuzluk azalıyor. Karım "Beyaz Kart"ı kullanır ise sade vatandaşın ödediği fiyattan yüzde 2 daha az ödeme yapacakmış.Karım sordu: Bu yanlış bir pazarlama politikası değil mi? İnsanları bir mağaza neye göre sınıflandırır? Toplam harcama belli rakamın üzerine çıktığında, belli oranda tenzilat yapılabilir ama... Daha başlangıçta, bir broşür göndererek insanları sınıflara ayırmak, broşür ile birinci sınıf insanların her malı yüzde 25 ucuz alabildiğini açıklamak doğru mu? Ben o mağazaya gideceğim. Başkalarının yüzde 25 ucuz alabildiğini bildiğim malı yüzde 2 ucuza aldığım için mutlu olabileceğim... Bunu nasıl düşünüyorlar? Demek ki o mağazada tüm alışverişlerde sade vatandaş yüzde 25 fazla ödüyor. Kazıklanıyor..."İşte bu yılbaşı öncesi başımıza bunlar geldi. guras@milliyet.com.tr Yanlış pazarlama politikası