Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yılın üçüncü 3 aylık büyüme rakamı yüzde 1.6’da kaldı. Biz daha yüksek bir büyüme bekleyişi içinde idik. “Her ne kadar hükümetin tahmini yüzde 3.2 büyüme ise de, büyüme yüzde 4.0-4-.5 olabilir” diyorduk.
Üçüncü 3 aylık büyüme yüzde 1.6’da kaldığına göre, eğer biz dördüncü 3 ayda yüzde 4.5 - 5.0 büyürsek ancak yüzde 3.2’lik yıllık büyüme oranına ulaşabiliriz.
Dördüncü 3 ayda acaba yüzde 4.5-5.0 oranında büyür müyüz? Mümkündür.
* Her ne kadar (dün açıklanan) dördüncü 3 aylık dönemin ilk ayı olan ekimde sanayi üretim endeksinde yüzde 5.9 gerileme görülüyor ise de unutmayalım bunda Kurban Bayramı tatilinin etkisi var.
* Ekim ve kasım ayı ihracat rakamları dış talebin devam ettiğini gösteriyor. Altın ihracatının olumlu etkisi sürüyor.
* Yılın son 3 aylık döneminde 2011 yılının baz etkisi var. Geçen yıl bu dönem 3 aylık büyüme yüzde 5.0 olmuştu.
Gelelim 2012’nin üçüncü 3 ayında büyümenin neden beklenenin altında gerçekleştiğine.

Neden yüzde 1.6 büyüdük?
Bizim milli gelirimizin lokomotifi imalat sanayidir. İmalat sanayi ne kadar büyür ise peşinden ticaret, ulaştırma, mali aracı kurumlar kesimini de çeker.
2012 yılı üçüncü 3 aylık dönemde sanayi yüzde 3.2 büyümüştü. Buna dayalı olarak imalat sanayi katma değerinde de bu oran dolayında bir büyüme beklenirken, büyüme yüzde 1.3’e geriledi. Halbuki yılın ilk 3 aylık döneminde sanayi üretimi yüzde 1.8 artarken, verimlilik artışına dayalı olarak imalat sanayi katma değer artışı yüzde 3.2, ikinci 3 aylık dönemde sanayideki yüzde 3.1 artışa karşılık milli gelirde imalat sanayinin büyüme oranı yüzde 3.8 olmuştu.
Üçüncü 3 aylık dönemdeki 1.6 büyümenin 0.3 puanı imalat sanayinden, 0.3 puanı ulaştırma ve haberleşmeden, 0.4 puanı tarımdan, kalan bölümü diğer sektörlerden geldi. Milli gelir büyümesinde (katma değer üretiminin artmasında) ana etken taleptir. Yılın üçüncü 3 aylık döneminde hane halkının tüketiminde yılbaşında başlayan gerileme devam etti. Üçüncü 3 ayda gerileme yüzde 0.5 oldu.
Devletin tüketim harcamalarında ise artış devam ediyor. Üçüncü 3 ayda devletin tüketim harcamalarında yüzde 4.4 artış var. Maaş ve ücret harcamalarındaki artış ise yüzde 3.7 oranında.
Toplam yatırım harcamalarında yüzde 7.6 gerileme var ama, bu gerilemenin ana kaynağı özel sektör yatırımları. Toplam harcamalarda yüzde 17.5 ağırlığı olan özel sektör yatırım harcamaları yüzde 11.1 azaldı. Buna karşılık toplam harcamalarda yüzde 4.0 payı olan kamunun yatırım harcamalarında yüzde 11.2 artış var.
Özel sektörün tüketimi, yatırımları gerilerken devletin tüketimi ve yatırımlarında göreceli artış var ama talebi büyütecek ölçüde değil.

Altın ihracatı can simidi
O halde beğenmediğimiz yüzde 1.6’lık büyümeyi sağlayan talep nereden gelmiş? İhracattan. (Ve de sağ olasın altın ihracatından.) Mal ve hizmet ihracatımız göreceli olarak artarken, ithalat göreceli olarak geriliyor. Yılbaşından sonra üçer aylık dönemlerde mal ve hizmet ihracatının milli gelir hesabına katkısı sırasıyla yüzde 12.3, yüzde 20.9 ve yüzde 11.9 oranlarında. Buna karşılık ithalattaki gerilemenin olumlu katkısı yüzde -6.1, yüzde -3.7 ve yüzde -2.7 oranlarında.
Sonuç: Öyle oldu, böyle oldu. Keşke daha hızlı büyüyebilsek. Ama buna da şükür diyeceğiz.
Çünkü : (1) Büyümenin yavaşlaması ekonomide ciddi krizlerin, sarsıntıların sonucu değil. Hükümetin büyümeyi frenlemeye dönük politikalarının sonucu. Açık anlatımı ile büyüme kontrol altına (emir ve kumanda zinciri altında) yavaşlatıldı. (2) Büyümenin yavaşlatılmasının olumsuz faturalarına karşılık olumlu sonucu cari açığın küçülmesi. (3) Avrupa ülkelerinde ve komşu ülkelerde ekonomik ve politik çalkantılar devam ederken, yılda 3.6 büyüme pek de kötü sayılmaz.