Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Mitolojide farklı anlatımlar vardır. Bir anlatıma göre evreni tanrılar yaratmamış, tanrıları evren yaratmıştır. Tanrılardan önce sadece yer ile gök vardı. Titanlar yer ile göğün, tanrılar ise Titanların çocuklarıdır.
Titanlar uzun yıllar evrene hakim oldu. Sayıları çoktu. Ama en önemlileri Kronos (Saturnus)'tu. Girit Adası'nda doğan Kronos'un oğlu Zeus (Jupiter) babasını tahtından indirdi. Tanrıların tanrısı oldu.
Zeus, ilk evliliğinde (birlikteliğinde) Europa'dan üç erkek çocuk yaptı: Minos, Sarpedeon ve Radomantis. Bu üç erkek çocuk, bir erkek segili (Miletus) için birbirini yedi. Miletus kaçtı. Kuşadası'na (Milet) gelip yerleşti. Sarpedeon, Bodrum - Likya'ya geldi. Zeus'un karısı (daha doğrusu "kadını") "Europa", ikinci evliliğini (beraberliğini) Girit Kralı "Asterius" ile yaptı. Ondan bir kızı oldu. İsmini "Krete" koydular.
"Krete", "Girit'e (Crete) adını verdi. "Minos" ise korsanları yenerek, Girit'te büyük bir medeniyet kurdu.
Daha sonraki Girit hükümdarları, "Minos Hanedanı" olarak ünlendi. Minos dili, Yunanca'nın, Minos sanatı, mimarisi, resimleri, heykelleri, maden işlemeciliği Yunan medeniyetinin temelini oluşturdu.
Giritliler kendilerini Zeus ve Minos'un çocukları olarak görür. Yunanlılardan ayrı ve daha üstün bir medeniyetin sahibi olduklarına inanır. Giritliler her zaman hırçın ve asidir.
Girit'te milattan 3000 yıl önce başlayan medeniyet 1700 depremi ile yok oldu. Minos medeniyetinin simgesi Knossos ise milattan önce 1350 yılında kısmen yıkıldı. 1450 yılında tamamı toprağa gömüldü.
Girit'in başşehri Herakleion (Kandiya) eteklerindeki "Knossos" kalıntıları 1900 yılından sonra ortaya çıkarıldı.
4700 yıl önce yapılan saraylar, yerleşim yerleri, tuvaletler, hamamlar, bunların duvarlarını süsleyen resimler, binaların içindeki heykeller, eşyalar görülmeye değer.
Osmanlılar 1645 yılında Girit'in Hanya Kalesi'ni zaptetti. Girit 1669 yılında Osmanlı hakimiyetine girdi. 1896'da Yunan yönetimi başladı. 1900 yılında adaya Yunan bayrağı çekildi. 1913 yılında ada Osmanlı'dan Yunanlı'ya geçti.
Girit'in en ünlü kişisi yeni Yunan edebiyatının büyük ustası Herakleion'da doğan Nikos Kazancakis (1885 - 1954)'tir. Kazancakis'in çok sayıda şiiri ve romanı vardır. Romanlarından biri "Aleksi Zorba" (1946) adını taşır. Kazancakis, Zorba'nın önsözünde, Girit'te "Zorba" ile karşılaşmasını ve ondan etkilenmesini anlatır:
"Yüreğimde en fazla iz bırakan kişileri sıralamam istense, en fazla üç - dört isim sayabilirim. Homeros, Buda, Bergson, Nietzsche ve Zorba.
Bunlardan ilki, yaşamım boyunca bana huzur veren bir ışık gibi var oldu benliğimde. Güneşe benzetebilirim onu, özgürleştirici ışınlarıyla bütün dünyayı pırıltılara boğan bir güneşe. Buda, dünyanın içinde boğulup kurtulduğu dipsiz bir göldü. Bergson, gençliğimden beri bana işkence çektiren felsefi soruları ve çelişkileri yumuşatmama yardımcı oldu. Nietzsche, yeni çelişkilerle doldurdu yaşamımı ve acı çekmemin, kederin, güvensizliğin ve tereddütün yerini nasıl gurura bırakabileceğini öğretti bana. Zorba ise hayatı sevmeyi öğretti, hayatı çok sevmeyi ve ölümden çekinmemeyi...
Eğer bugün, dünyada bir ruh kılavuzu, Hintlilerin dediği gibi bir 'guru' seçmem gerekseydi, kesinlikle Zorba'yı seçerdim. Çünkü mürekkep yalayan bir insanın kendini kurtarması için neye gereksinmesi varsa, hepsi onda vardı..."
Kazancakis'in bu kadar etkilendiği Giritli halk adamı Zorba'nın romanı önce film konusu oldu. Ve nihayet bale. Macar Devlet Balesi Mikis Theodorakis'in müziği eşliğinde Zorba'nın hikayesini sahneye taşıdı. Pamukbank bu yıl kültür etkinliği olarak Macar Devlet Balesi ile Korosu'nu İstanbul'a getirdi ve İstanbullulara nefis bir bale şöleni sundu.
Zorba, Açık Hava Tiyatrosu'nda üç gece sahnelendi. Geniş kadrosu ile Macar Devlet Korosu, Sirtos Buzuki Orkestrası ve Macar Devlet Balesi'nin genç sanatçıları Zorba'nın yaşam ve ölüm arasındaki gidiş gelişlerinin "dramını", kederden, yaşama dönüşünü ses, görüntü, dans, müzik ile seyirciye aktardı.
Vücutları ve yüzlerini birlikte kullanma becerisinde doruğa tırmanmış dansçılar ile sesleri ve disiplinleri ile Devlet Korosu sanatçıları izleyenleri büyüledi.


Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr