Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sağlıklı ve ilaçsız gıdaya erişim zorlaştıkça gıda güvenliğine dair endişeleri besleyen dedikodular daha hızlı yayılıyor. Peki, yiyip içtikleri konusunda kendisini diken üstünde hissedenler neler yapmalı? Bu gibi hurafelerden nasıl korunacağımızı Gıda mühendisi Ebru Akdağ anlatıyor.

Sosyal medyadaki bilgi kirliliği en çok da gıda güvenliğini zedeliyor. Birisi çıkıp ufak bir ölçüm cihazıyla hangi meyve sebzede pestisit olduğunun tespit edilebildiğini öne sürüyor bir başkası ise tavuk etinin hormonlu olduğunu savunup tavuk yiyen erkeklerin kadınsılaştığını iddia ediyor. Üstelik bu tip hurafeler, gerçeklere oranla çok daha hızlı yayılıyor. Tabii paylaşana da hızla popülerlik kazandırıyor. Bu, acımasız denklem nedeniyle günümüzde hemen herkes, yiyip içtikleri konusunda kendisini âdeta diken üstünde hissediyor. Bu gidişatı önleyebilmenin tek yolu halkın gıda okuryazarlığını artırabilmekten geçiyor. İşte tam da bu nedenle Avrupa Birliği Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), 5 yıl önce gıda güvenilirliği konusunda farkındalığı artırmak amacıyla “#Safe2Eat” kampanyası başlattı. Gıda hakkında doğru bilgilerin yayılmasını amaçlayan iletişim kampanyasına artık Türkiye de katıldı. 

Haberin Devamı

Algı balonuna hapsolduk 

Kampanya, tüketicilerin gıda güvenilirliği konusunda bilimsel bilgiye dayalı kararlar almasını sağlamayı amaçlıyor. Bir diğer hedef de gıda hakkında dijital mecralarda dolaşıma sokulan hurafelerle mücadele etmek. Peki, tüketiciler gerçeklerle yalanları nasıl ayırt edebilir? Bu soruya en doğru yanıtı verebilecek isim, gıdada dezenformasyonla mücadeleye yönelik doktora tezi üzerinde çalışan gıda mühendisi Ebru Akdağ. Akdağ’a göre, bilimsel temellere dayandığını iddia eden, ancak aslında hurafelerden ibaret bir algı balonu içerisine hapsolmuş durumdayız! Gıdaya yönelik yanıltıcı iddiaların aslında bazı sinyaller verdiğine dikkatleri çeken Akdağ, mesela 1 ayda 5 kilo verdirdiği vaadiyle satılan çay, kahve ve diğer bitkisel takviyeleri buna örnek gösteriyor. Bu tür ürünlerin kısa vadede mucizevi sonuçlar vadettiğine, ancak uzun vadede sağlık riskleri oluşturabileceğine vurgu yapan Akdağ’ın, gıda hurafelerini avlamaya yönelik önerileri de var. 

Haberin Devamı

Gıda yalanlarına karşı ne yapmalı

Hurafeler nasıl avlanır?

● Kişisel deneyim ve ünlü tavsiyeleriyle desteklenen ürünler: Bir influencerın, “Bu probiyotiği kullanmaya başladım, tüm sindirim sorunlarım geçti” demesi, bilimsel kanıt değil, bireysel deneyimdir.

● Tek bir ürün ya da yöntemle ilgili tehlikeye dair abartılı uyarılar: “Şeker zehirdir”, “margarin öldürür” gibi bilimsel zemini olmayan bu ifadeler, halk arasında gereksiz korku yaratır.

● Gerçek olamayacak kadar iyi gelen iddialar: Her derde deva ürün yoktur. Böyle iddialar hem bilim dışıdır hem de sağlık açısından yanıltıcıdır. ‘Çığır açan’, ‘mucize’, ‘özel’ gibi duygulara hitap eden sloganlarla pazarlanan gıdalara karşı dikkatli olunmalı.

● İyi ve kötü yiyecek listeleri: ‘Glüten kötüdür’, ‘Hindistancevizi yağı muhteşemdir’ gibi örneklerle besinleri “iyi” ya da “kötü” olarak kategorize etmek, bilimsel değildir. Bir gıdayı iyi veya kötü kılan tüketim sıklığı ve dozu, genetik ve yaşam biçimi gibi faktörlerdir.

Haberin Devamı

● Sadece tek bir bilimsel çalışmaya dayanan öneriler.

● Korku ya da suçluluk hissi uyandırarak pazarlama.