RAMAZAN yaz ortasına gelince Tv’lerine kış programları erken başladı.
Abuk-sabuk diziler, insanların para ihtiyaçlarını sömüren, insanları “olmak ya da olmamak” şaşkınlığına düşüren “Var mısın? Yok musun?”, “Çarkıfelek” ve de benzeri programlar.
Bu senenin modası ise “Evet mi? Hayır mı?” tartışmaları.
Sıkılıyorum.
Hani sabah akşam;
Uçan Kuş...
Bizden Kaçmaz...
Kim Nerede?
Kimin Eli Kimin Cebinde? gibi programlarını seyredip de “Ben yalnız belgesel seyrederim” ikiyüzlülüğü de yapamıyorum...
Gerçekten sıkılıyorum ve belgesel falan da izlemiyorum...
Dün akşam sıkıntımı gidermek için ünlü İslâm düşünürü ve şairi Sad-i Şirazi’nin “Bostan” adlı hisseli öyküler kitabından bölümler okudum.
Sad-i de, Ezop gibi kısa öykülerinde dersler verir.
Bu dersler, iyi bir Müslüman ve iyi bir insan olmanın temel taşlarını anlatır.
Ben okudum kendime göre dersler çıkardım.
Paylaşalım istedim.
* * *
Sad-i Şirazi der ki:
“Kükreyen fil bile, gördüğü iyilik yüzünden sahibi filciye ve bakıcısına asla saldırmaz.
Kötüleri okşa, ey temiz insan.
Bil ki, köpek bile senin ekmeğini yiyince seni korur.”
Ben de derim ki:
Ey iktidar Sahipleri: ”Biz yandaşlarımızı kolluyoruz, ihaleler veriyoruz, semirtiyoruz, ama yarın lâzım olunca arkamızda dururlar” demeyin.
Semirttiğiniz o yandaşlar, sizin cebinizden değil, iktidar gücüyle sahip olduğunuz kamu malından verdiğinizi sizden iyi bilirler.
Ve de yarın siz iktidardan düşünce, sizin değil, yeni iktidar sahiplerinin arkasında dururlar.
* * *
Sad-i Şirazi der ki:
“Sırrını herkesin yanında ortaya atma.”
Ben de dedim ki:
Biz orayı geçtik Ey Sadi!...
Zaten bizim her telefonumuz dinlenip, kayıt altına alınıyor...
* * *
Sad-i Şirazi der ki:
“Mademki darlığa katlanamıyorsun, bolluk zamanında hesaplı davran.”
Ben de dedim ki:
Biz bolluğu hiç görmedik ki Ey Sadi!.. Bizim adımız bile Dar Gelirli.
* * *
Sad-i Şirazi der ki:
“Mademki iktidarsın, düşenin elinden tut. Biçareleri koru ve kolla.”
Ben de sordum. Ey Sadi!
Başında türban, ayağında tayt, eşek kadar ciplere binenleri mi?
Sırtında pardesü, başında yazma örtü, sigortasız çalıştığı iş yerine gitmek için otobüs bekleyenleri mi kollayalım?
* * *
Sad-i Şirazi der ki;
“Büyüklük gösterişle, lâfla olmaz; yücelik iddia ile kuruntu ile, asla ve asla elde edilmez.
Tevazu yüceliği artırır, fakat gurur seni toprağa serer.
İnatla benim dediğim dedik diyenler baş aşağı giderler.”
Ben de derim ki:
Duydunuz değil mi ey makam ve iktidar sahipleri.
Yarın baş aşağı gidince...
“Tanrım ben nerede hata yaptım?” diye ağlaşmayın.
Zorlu ve önemli turnuva...
İzmir’in efsane sanayici ve işadamlarından, Türk Futbolu’nun, Altay’ın, unutulmaz isimlerinden rahmetli Mazhar Zorlu anısına düzenlenen “Şirketlerarası Halı Saha Futbol Turnuvası”nın bu yıl 6.sı düzenlenecek.
Bu turnuva öyle laf olsun diye sıradan düzenlenen benzerlerinden hem nitelik, hem nicelik, hem de amacı açısından çok farklı.
Bu nedenle Milliyet Gazetesi olarak, medya sponsorluğu yapıyoruz.
Mazhar Amca, yaş farkımıza rağmen, sık-sık benimle uzun uzadıya sohbet ederdi.
En büyük ideali İzmir’deki futbol kulüplerini birleştirmekti.
Bir de, futboldaki rekabetin “düşmanlık” değil, “kardeşliğin” simgesi ve aracı olmasını isterdi.
6’ncı Mazhar Zorlu Turnuvası işte bu nedenle önemli.
Herkesin katılmasını, maçları izlemesini tavsiye ederim.
Konyalılar Vakfı’nın kitapçığı
Hüseyin Aslan’ı, Ege-Koop olarak Referandum ile ilgili, sivil toplum kuruluşu sorumluluğuyla bastırttığı 10 bin adet Anayasa Kitapçığı, için takdir etmiştim.
Bugün, aynı duyarlılıkta olan bir başka sivil toplum kuruluşundan söz etmek istiyorum.
Konyalılar Vakfı, da tıpkı Ege-Koop gibi, içerik olarak bilgilendirici, “rehber” niteliğinde bir Anayasa kitapçığı hazırlayıp bastırttı. Başkanı Vasfi Çakıroğlu’nu kutluyorum.
Eski ve oylanacak maddelerin metinleri karşılıklı olarak yazılı. Kararı bizlere bırakıyor.
Yönlendirici değil, bilgilendirici bir kitapçık.
