Gittiğim şehir merkezlerinde yerel politikacılarla değil, daha çok sokaktaki adamla temas etmiş, siyasal partilerin ne durumda olduklarına bakmıştım. Her duraktan günü gününe Milliyete yazdığım izlenimlerin nihai özeti şuydu:AKP kesin geliyordu.DSP çökmüştü.ANAP kötü gidiyordu.MHP seçmeni AKPye kayıyordu.DYP muhalefette olmanın avantajıyla durumu idare eder gözüküyordu. Bu arada, neredeyse her gittiğim yerde iki isim, İsmail Cemle Kemal Derviş fazlasıyla kulaklara çalınıyordu.CHPye gelince...Canlanma süreci içindeydi. Son seçimlerde Ecevitin kalesi olan Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, İzmir gibi yerlerde seçmen yeniden CHPye dönüyordu. Ancak, kimilerinin iddia ettiği gibi CHP gümbür gümbür iktidar yürüyüşüne çıkmış bir parti görüntüsü vermiyordu.Ve eski bir soru işareti sıkça ifade ediliyordu:Deniz Baykal...CHP lideri Baykalın ismi birçok yerde CHPnin yükselişini frenleyici bir faktör olarak geçiyordu.Yazılarımda bunu da belirttim.CHPnin gümbür gümbür gelmediğini yazınca, aleyhimde gümbür gümbür bir kampanya açıldı. Baykal hariç bütün Genel Merkez yöneticileri, patrona kadar giden fakslarla benden yakındılar, beni suçladılar.Üstünde durmadım.Seçim araştırmalarında da durum farklı değildi. CHPnin baraj sorunu olduğu anlaşılıyordu. Oyları yüzde 7 - 9 arasında gidip geliyordu.Gidişi Kemal Derviş değiştirdi.Derin CHPliliği ağır basıp Cem yerine CHPyi tercih edince, CHP anketlerde yükselişe geçti. Ama sonra yüzde 16 ile 18 arasında takıldı. CHP kurmaylarına gelince, bu anketleri kendilerini sevmeyenlerin bir marifeti olarak görmeye devam ettiler.Bu arada, 1999 seçimlerinden sonra 3 Kasımı da en doğru tahmin etmiş olan Tarhan Erdem o günlerde bana "Yüzde 18i öpüp başlarına koysunlar" demişti.Sonuç, yüzde 19 oldu.Gümbür gümbür olmadı.Ve kulaklara sık çalındı:"Baykala rağmen CHP!""Baykal olduğu için hayır!"Bu ülkede 1977 genel seçimleri dışında bin yıldır toplam yüzde 30dur sol oy havuzu. Bunun ancak yüzde 19.4ünü alabildi CHP.Neden?Halbuki, oy bölecek rakibi kalmamıştı CHPnin. DSP neredeyse sıfırlanmıştı. Türkiye tarihinin en ağır ekonomik kriziyle yoksullaşmış, işsizlik patlamıştı. Merkez sağdaki partiler, başta ANAP olmak üzere inişteydiler.Üstelik CHP parlamento dışındaydı. Halkı canından bezdiren politikalarla herhangi bir ilgisi de yoktu. Başta lideri Baykal olmak üzere sicili gerçekten temiz bir partiydi.Bu uygun koşullarda, bunca yıldır muhalefette bulunan sol iddialı bir parti, yüzde 30luk sol oy havuzundan ancak yüzde 19.4 oy alabilmişse, bu bir başarı sayılabilir mi?Sanmıyorum.Yüzde 30un 11i ne oldu? Yoksulun oyu neden CHPye değil de AKPye gitti? Genç oylar neden CHPye gelmedi?Neler sayılabilir frenleyici faktör olarak? Baykal... Partinin program ve söylemi... Örgütlenme anlayışı... Örneğin, seçim kazanmaktan çok kurultay kazanmaya dönük bir örgüt yapısı... Parti yönetiminin toparlayıcı olamaması...Uzatmak yersiz.CHP bugün yeni bir fırsat yakalamış durumda. Baykalın deyişiyle post modern anlayışla muhalefet tarzını olumlu bir yönde değiştirdiği görülen CHPnin şimdi kendini yenilemesi gerekiyor.Bu konuya ve yakın geçmişine komplekssizce yaklaşıp başarılı olabilirse, yeniden gerçek bir iktidar adayı haline gelebilir. İngilterede Blairin İşçi Partisinin, Fransada bir zamanlar Mitterrandın Sosyalistlerinin ve Almanyada Sosyal Demokratların muhafazakar iktidarlar karşısında yıllarca muhalefette kalıp ciddiyet ve sabır ile çalışıp nasıl iktidar oldukları malum...CHP neden başaramasın?Muhalefet anlayışını değiştirdiği görülen Sayın Baykal, parti anlayışını da değiştiremez mi?.. h.cemal@milliyet.com.tr Türkiye seçime gidiyordu. Ama tarih henüz belli olmamıştı. Mayıs ayının ikinci yarısıydı. 15 gün içinde 14 kent dolaşmış, siyasetin nabzını tutmaya çalışmıştım.
Özay Şendir
Futbolcu transferi değil terörsüz Türkiye
6 Temmuz 2025
Abbas Güçlü
Üniversite tercihi ve mezuna kalmak?
6 Temmuz 2025
Zeynep Aktaş
Bankalar atağa geçti endeks pozitife döndü
6 Temmuz 2025
Ali Eyüboğlu
Şehirde festival ve cezaevinde konser
6 Temmuz 2025
Güldener Sonumut
Almanya’nın sıra dışı nükleer hevesi
6 Temmuz 2025