Hasan Cemal

Hasan Cemal

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Galiba olmayacak.Kalp krizini kazasız belasız atlatmış durumda ama bir süre daha dinlenmesi lazım. Dün sohbet ederken şöyle yakındı Sami Ağabey:"Türk dış politikasında Cumhuriyet tarihinin bu en hareketli döneminde yazı yazamamak beni kahrediyor. Şu aksiliğe bak! Elli yıldır dış konularda haberin peşinde koşarım, yazı yazarım. Bir zamanlar konu bulmakta zorlanırdık. Şimdi Avrupa Birliği, Kıbrıs, Irak ve daha bir sürü hayati konu sanki bir gümüş tepside sunuluyor ve ben bunları sadece seyrediyorum! Neyse, nekahet dönemi bitmek üzere..."Hiç merak etme Sami Ağabey!Türkiyenin coğrafyası öyle ki ve Türkiye gitgide öylesine önem kazanıyor ki, dış politika kazanımız fokur fokur kaynamaya devam edecek. Şimdi özellikle iki konuya odaklanmış durumdayız:Kıbrısla Avrupa Birliği.İki konu daha eklenebilir:Avrupa ordusuyla Irak.Böyle bir paket var.Bu bir pazarlık paketi.İster adını koyalım, ister koymayalım, beğenelim beğenmeyelim, bu paket bir olgu, eski deyişle vakıa. Avrupa Birliği için Kıbrısta çözüm önemli. Çözülmemiş, ikiye bölünmüş, sorunlu bir Kıbrısı içine almak istemiyor.Ancak, AB böyle bölünmüş bir Kıbrısa hayır derse, bu sefer Yunanistan elindeki veto kartıyla ABnin genişleme sürecini durdurabilir. Bu da ABnin, en başta da Almanyanın korkulu rüyası.Bu nedenle AB de, Almanya da Kıbrısta çözüm istiyor. Böyle olunca, bu sefer de Kıbrıs Türkiyenin elinde ABye karşı bir kart haline geliyor. "Ver tarihi, al çözümü!" diyor ABye...Ama unutma!Yunanistanın elinde de bir veto kartı var, Türkiyeye Avrupa yolunu tıkayabilecek. Atina da bu kartı sallayarak hem Kıbrısta hem Egede Türkiyeden bir şeyler istiyor.Avrupa ordusunu da unutma!Bu da yine Ankaranın elinde bir koz. Avrupa ordusunun kurulabilmesi, daha doğrusu NATOdan yararlanması için Türkiyenin evet demesi gerekiyor.Türkiyenin bir kozu daha var:11 Eylül dünyası ve Irak.Bunun için de Amerika, Türkiyeye Kopenhagda tarih verilmesi için tam saha pres uyguluyor Avrupaya.Tarih alabilecek miyiz?Tek aşamalı tarih mi?İki aşamalı tarih mi?Bastırıyoruz haklı olarak. İki kilit ülke var: Fransayla Almanya. Berlinde hava karışık! İç politik baskılar yüzünden Sosyal Demokratlar gönülsüz...Bazen tarih için tarih eğilimi ortaya çıkar gibi oluyor. Bu listeli bir tarih mi olacak? Yoksa daha somut, örneğin "Şunları şunları şu tarihe kadar yaparsanız, şu tarihte müzakereye otururuz" mu denecek?Henüz bilinmiyor.Ancak, özellikle Cumhurbaşkanı Sezerin katkısıyla Berlinde tarihle ilgili daha somut bir tutumun şekillendiği anlaşılıyor.Kimi de Berlin için diyor ki:"Türkiyenin önüne tarihsiz bir liste konabilir. Ama kapalı kapılar arkasında müzakerelere başlama tarihi olarak 2004 yılının başı ifade edilir. Fakat bu tarih önceden açıklanmaz."Uzun lafın kısası:Büyük pazarlık gittikçe kızışıyor!İktidar lideri Tayyip Erdoğan 15 başkentlik Avrupa turunu tamamladı. Pazartesi günü Danimarka Dışişleri Bakanı Ankarada; salı günü İngiliz Dışişleri Bakanı, çarşamba da Yunan Dışişleri Bakanı Papandreu... Bu arada hükümetin oluşturduğu yeni reform ya da demokratikleşme paketi hafta başında hükümetten parlamentoya gönderilmiş olacak.Sami Ağabey,Senin anlayacağın, baş döndürücü bir diplomatik trafik. Yani tam senlik bir ortam! İnşallah tarih içinde tarih oyunlarıyla Türkiye oyuna getirilmez ve hakkı olan somut müzakere tarihini 12 Aralıkta alır.Türkiyeye ayıp oluyor! h.cemal@milliyet.com.tr Dış politika yoğun günler yaşıyoruz. Sami Koheni arıyor gözlerim. 1999daki Helsinkiden sonra bu kez de birlikte Kopenhag Zirvesini izlemeye hazırlanıyorduk.