CAN Yücel konusunda gelişme var...
Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiği iddiasıyla 1 yıl 2 ay hapse mahkum olan 72 yaşındaki şairin, cezaevine girmemesi için yazdığımız yazıyı hatırlayacaksınız; Demirel'in, şairi affetmesini istemiştik. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği de, bunun mümkün olmadığını, savcılığın davayı re'sen açtığını, ancak ceza kesinleştikten sonra, Can Yücel hastaneden rapor aldığı takdirde Cumhurbaşkanı'nın kendisini affedebileceğini bildirmişti.
* * *
BU konuda değişik tepkiler ortaya çıktı. Doğan Hızlan, Server Tanilli bizim görüşümüze katılıyor, Oral Çalışlar ise, bizlerin Demirel'e dil döktüğümüzü belirtip "Bağışlanacak birisi varsa o Can Yücel olamaz. Ben bu ülkenin bir yurttaşı olarak koca şairden özür diliyorum. Bizleri affetmesini istiyorum" diyordu.
* * *
EVET, reklamdaki kamyon şoförü gibi ağzı olan herkes bir şey söylüyordu da, acaba Can Yücel ne diyordu?
Can Yücel'in ne dediğini "Anti Medya" dergisinin 175. sayısında gördük. Müfit Bozacı'nın yazdığına göre, Can Yücel, bu konudaki son noktayı "Leman" dergisinde koymuş; "Özrü kabahatinden özürlü" adındaki şiirinde şöyle demiş:
"Ben kahraman değilim / Demirel beni / affedecekmişse / kolay gelsin! / Benim endişem / Ya beni affetmeden önce / politikadan vazgeçip ölürse... / Ama onu affetmeye benim / sıkletim yetmez / ne de cesedim."
* * *
"Anti Medya" dergisinin her sayısında "Metin'e mektuplar" diye bir köşe vardır. Öldürülen gazeteci Metin Göktepe'ye gönderilen bu mektuplarda, basından haberler verilir, tartışılır ve durum rahmetliye bildirilir, her mektup, öldürülen gazetecilere, bilim adamlarına selamla biter...
* * *
BU sayıdaki "Metin'e Mektuplar" da Can Yücel'in "Leman" dergisindeki şiiri tartışılmış; şöyle diyorlar:
"Aramızda epey tartıştık... Can Baba, şimdi sen kimsin de beni affediyorsun, diyor... Ama hapis cezasına çarptırıldığı son mahkemede Can Baba'nın avukatı aynen şöyle diyordu:
- Müvekkilim, Cumhurbaşkanı'na mektup yazıp, özür dilemiştir, beraatini...
Kol kırılır, yen içinde hesabı yapmayalım. Elbette kimin kimden af dilemesi gerektiğini herkes biliyor. Ama gizliden özür dileyip, kabul görmeyince, sen kimsin be! havaları olmuyor. Yarın, Demirel çıkıp, ne diyor bu şair? Nah işte özür mektubu! dese ne olacak? Kim kimi nasıl savunacak o zaman?"
Diyeceksiniz ki "Bu konuyu sen gündeme getirdin, şimdi ne diyorsun?"
"Doğrucu Davut'lar" tükenmez diyoruz.
* * *
AÇIKLAMA: Eminönü Belediyesi Basın Danışmanlığı, Sultanahmet'teki parkın altındaki sarnıç ve üstündeki ağaç hakkında bir açıklama gönderdi:
"1- Park Vakıflar'ındır, onlar kiralamıştır.
2- Koruma Kurulu'ndan olurlu projenin, uygulanışındaki eksiklikleri nedeniyle çalışma durdurulmuştur.
3- Kavak ağaçlarının ömrü kısadır, 30- 40 yıl çınar ağacı için çocukluk çağıdır, kavak için yaşlılık.
4- Bu ağaçlar da yaşlı sayılacak sürece girmişlerdir, ama nasıl olsa yaşlandılar, diye, doğal ömürlerini kısaltıcı işlemlere maruz bırakılmalarına tabii ki izin verilmeyecektir."
Yazara E-Posta: H.Pulur@milliyet.com.tr
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025