Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hani utanmasalar “Bu adamları ne yazıp duruyorsunuz?” diyecekler...
Bir iki güne değil ama bir iki yıla varmaz bunu da diyebilirler.
Biz, o insanları niye yazıyoruz?
“Bu memlekette böyle insanlar da yaşadı!” demek için.
Evet bu memlekette böyle insanlar da yaşadı, bugünleri yaşayanlarla onları kıyaslamak için değil, zaten kıyaslamak da mümkün değil!
Kâzım Karabekir Paşa, Milli Mücadele’nin en önemli kişilerinden, askerlerinden biri; Mustafa Kemal Paşa Anadolu’ya gelip İstanbul’un bütün rütbe ve unvanlarından istifa ettiği zaman, en yakın maiyeti “Paşam, buraya kadar!” dediği gün, Erzurum’da Mustafa Kemal Paşa’nın karşısında “Emrinizdeyiz Paşam!” diyen Doğu Cephesi Komutanı...
* * *
Meclis açılalı on gün olmuştur, ama Ankara’da metelik yoktur, kasa bomboştur, Müftü Börekcizade Rıfat Efendi, günlük ihtiyaçlar için bir miktar para verir.
20 Mayıs 1920’de yeni Meclis’in açılışından çok kısa bir süre sonra, Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa’dan, “Kâzım Karabekir Paşa Hazretleri”ne bir telgraf gider:
“Elde beş para bulunmadığı malum-u devletleridir. Şimdilik dahilde menba da bulunmuyor. Başka taraftan temin edilinceye kadar Azerbaycan hükümetinden azami miktarda istikraz yapılması (borç alınması) imkânının teemmül ve temin buyrulmasını rica ederim.”
* * *
Kâzım Karabekir Paşa, Milli Mücadele’nin başında, milli hükümete, bir başka devletten borç alacak kadar imkân ve kudreti olan bir insandır.
* * *
Aradan sekiz yıl geçer, zafer kazanılmış, Cumhuriyet ilan edilmiş, Orgeneral Kâzım Karabekir 46 yaşında 70 lira aylıkla emekli... İstanbul’da kiralık bir evde oturmaktadır, üç kızı vardır, hastadırlar, Karabekir Paşa’nın başta çocuklarına doktor çağıracak, ilaç alacak parası yoktur.
Halini manzumesinde anlatır:
“Sancılar içinde kıvranıyorlardı
Hayatın kalmamıştı artık tadı
Kalmamıştı elimde hiç satacak
Peki, bu hastalara kim bakacak?”
Paşa’nın eşi dededen kalma pırlanta yüzük ile bir saati gönderir sattırır, çocuklar kurtarılır.
* * *
Peki, nedir, ne olmuştur da Karabekir Paşa bu hale düşmüştür?
Siyaset!
İktidarla, yakın arkadaşı Mustafa Kemal ile ters düşmüşlerdir.
Ya çirkin ve kirli siyasetçiler.
Falih Rıfkı Atay anlatır...
Atatürk, bir akşam yemeğinde sofranın sonunda oturan birini yanındaki hanıma gösterir:
“Bu adamın ne bayağı olduğunu bilemezsin!”
Nasıl mı?
“Hani çöp tenekeleri vardır, ne kadar boşaltırsanız dibinde yapışık şeyler kalır... İşte bu adam, o şeydir!”
Kadıncağız hayretle sorar:
“Ama Paşam, o halde ne diye sofranıza alıyorsunuz?”
“Haa, işte onu da sen bilmezsin kızım!”
* * *
“Bu adamları niye yazıyorsun?” diyenlere...
Bu memlekette Kâzım Karabekir gibilerinin de yaşadığını, çöp tenekesinin dibindeki pislik gibi yaşayanların da hâlâ yaşadıklarını hatırlatmak için...