MAGAZİN haberleri her zaman toplumun ilgisini çekmiştir; zenginin parası, züğürdün çenesini yorar lafı boşuna söylenmemiştir. Bizim gençliğimizde de büyüklerimizin anlattığı bir “magazin haberi” vardır.
Tiyatro oyuncusu Muammer Karaca’nın, İzmir Valisi Kazım Paşa’nın kızı “Şükran Hanım”ı kaçırması...
Kazım Dirik Paşa, hem Kurtuluş Savaşı’nın hem de cumhuriyetin kuruluş yıllarının önemli bir kişisi... Askerlikten ayrıldıktan sonra, Trakya Genel Müfettişliği de yapmış, lakin asıl şöhreti İzmir valiliğiyle duyulmuştur. Tabii kızının, tiyatro oyuncusuyla kaçışı da halkın arasına öyle yayılmıştır ki!
* * *
KAZIM Paşa’nın torunu K. Doğan Dirik, dedesinin hayatını bir kitapta toplarken, “Şükran Hanım/Muammer Karaca” aşkını da bilenlerle konuşarak anlatır. (x)
Kazım Paşa’nın kızı Şükran Hanım ile Muammer Karaca tiyatroda tanışırlar. Muhlis Sabahattin Tiyatro Topluluğu’yla İzmir’e gelen Muammer Karaca, vali locasında oturan “Şükran Hanım”la önce göz göze gelirler, sonra bir davette tanışırlar. İki genç arasında aşk başlar, gizlice buluşurlar. Tiyatro İstanbul’a dönerken “Şükran Hanım” da tanıdık bir taksi şoförü bulur, taksiye biner, “Gülcemal” vapuruna girer, fakat şoföre para vermeyi unutur. Şoför de biraz bekler, sonra Vali Konağı’na gidip parayı ister, kızılca kıyamet kopar.
* * *
“ŞÜKRAN Hanım” ile Muammer Karaca vapurda sabaha kadar mutludurlar, fakat gemi İstanbul limanına girince rıhtımda “bir tabur polis” görürler. Karaca başlarına geleceği anlar. Geminin kıçına giderler, oradaki sandallardan birine iple atlarlar. Üsküdar’a çıkarlar, Çamlıca tepesindeki bir evde gizlenirler. Ertesi gün ev basılır, Vali Paşa kızını kurtarır. “Şükran Hanım” İzmir’e getirilir, öyle bir korunur ki, çevresinde kuş uçsa sorguya çekilir.
Lakin aşk bu, Vali Paşa’nın yasağını dinler mi?
* * *
ŞÜKRAN Hanım sonunda, Muammer Karaca’nın bir arkadaşıyla dondurmacıdan kaçıp arabaya atlar, birkaç araba değiştire değiştire İstanbul’a varırlar.
Âşıklar buluşmuştur ama Muammer Karaca, Raşit Rıza topluluğuyla Anadolu turnesine çıkacaktır, lakin bir sorun vardır...
Raşit Rıza, “Ben Şükran Hanım’ın yol ve otel paralarını ödemem, ya sen verirsin ya da sahneye çıkar!”
Muammer Karaca’da para ne gezer, Şükran Hanım sahneye çıkar, yüzünü çarşafla gizleyerek rolünü oynar.
Buna rağmen el altından uçurulan “Valinin kızı oynuyor” haberi, televizyoncu deyimiyle “reyting” yapar, salon valinin kızını görmek isteyenlerle dolar taşar.
* * *
İSTANBUL’A dönüşlerinde Muammer Karaca Şehir Tiyatrosu’na girer, “Şükran Hanım” babasının ve annesinin özlemini çekmektedir. Florya Köşkü’ne gider, Afet Hanım’dan, Atatürk’ün müdahalesini ister, babası artık onu affetmelidir.
Atatürk, Kazım Paşa’yı İstanbul’a çağırır:
“Kazım Paşa, artık kızını ve damadını affetme zamanı geldi, senden istirhamım, bu gençleri kucaklamandır.”
Kazım Paşa, Atatürk’ün ellerine sarılır:
“Ben de çoktandır bunu arzu ediyordum, lakin sizin bu işe olumlu bakmayacağınızı düşündüğüm için yapamıyordum.”
* * *
SONRASI uzun hikâye....
O dönemin bu büyük aşkı on yıl sonra biter, ayrılırlar, “Şükran Hanım” ikinci defa kiminle evlenir bilir misiniz?
Lütfullah Sururi ile...
Lütfullah Sururi kimdir?
Bugün, Kadıköy’deki “Süreyya Operası”nın girişinde büstü bulunan “Suzan Hanım”ın eşidir, karısını kaybettikten sonra “Şükran Hanım”la evlenmiştir.
Muammer Karaca ile Şükran Hanım evlenirlerken, nikâh şahitleri de kimdir bilir misiniz?
Suzan Hanım ile Lütfullah Sururi...
Şükran Hanım, yıllar önce nikâh şahidi olan kişiyle evlenmiştir.
“Şükran Hanım”ın üvey kızı da kimdir bilir misiniz?
Gülriz Sururi...
Lütfullah Sururi ile “Suzan Hanım”ın kızları...
Kader, neyi nerede yazacak belli değil ki...
————-
(x) Vali Paşa Kazım Dirik/Gürer Yayınları