Bunun böyle olacağı belliydi ama çok kişi, pişmiş su katmayalım, diye sesini çıkarmıyordu.
Açılım furyası sırasında “Kürt açılımı”ndan sonra “Ermeni açılımı” da gündemde idi.
Gündeme geldi ne demek, Zürih’teki protokol imzasını hatırlamıyorsunuz?
* * *
Önde Türk - Ermeni dışişleri bakanları, kalemler ellerinde arkalarında Amerika ve Avrupa’nın güçlü temsilcileri, sanki “Hadi uzatmayın! İmzalayın” diyorlar. Zaten bir ara Ermeni Dışişleri Bakanı ortadan kayboldu, sünnetçiden kaçan çocuk gibi...
* * *
Neydi protokolün ana maddesi:
“Türkiye, Ermeni sınırını açacaktır!”
Azerbaycanlı kardeşlerimiz ne olacak?
Ermenilerin işgal ettiği Karabağ ne olacak?
Canım hele imzalansın, Amerika kırılmasın gerisi kolay!
Nedir kolay olan?
Azeri Cumhurbaşkanı, “sözünüzü unutmayın!” diyor, bizimkiler de teminat üstüne teminat veriyorlar:
“Karabağ işgali kalkmayınca sınır açılmaz!”
* * *
Karabağ şurada dursun, Ermenistan Anayasası ne olacak?
Bir de bu var:
“Mevcut Ermenistan Anayasası, Türkiye ile olan sınırları tanımıyor ve Doğu Anadolu’nun önemli bir bölümünü Batı Ermenistan olarak tanımlıyor. Bağımsızlık deklarasyonunun 11. paragrafı da şu ifadeleri içeriyor: Ermenistan Cumhuriyeti, Osmanlı Türkiye’sinde ve Batı Ermenistan’da gerçekleşen 1915 soykırımının tanınması için uluslararası alanda gösterilecek çabaları desteklemektedir.”
* * *
Peki, bunu biz bilmiyor muyduk?
Adamlar “soykırım” demekten vazgeçmiyorlar, anayasaları öyle...
Ya bizim doğu bölgemiz, onların “Batı Ermenistan” dedikleri yer ne olacak?
* * *
Bu da anayasalarında var...
Bakın ne diyorlarmış:
“Ermenistan Anayasası giriş bölümünde bağımsızlık ve egemenlik deklarasyonu yer alıyor. Burada bağımsız Ermenistan Cumhuriyeti’nin Osmanlı döneminde işlenmiş soykırımı sistematik biçimde dış politikasında uluslararası topluluğa kabul ettirmesi maddesi yer alıyor. Türkiye yönetimi bizimle protokolleri imzalarken bu maddenin Anayasamızda bulunduğunu da gayet iyi biliyordu.”(x)
Şimdilik bu, sonra ne olacak?
Hiç merak etmeyin, suçu bize yüklerler!
Başka ne bekliyordunuz ki!
——————-
(x) Hürriyet 20 Ocak 2010