"John Q"nun babalığı...

"BİR de baktım ki, benden prim kesmişler ama yatırmamışlar!"
"Meğer bizi, sigortalı yapıp, sonra çıkarmışlar, haberimiz yok!"
"Kesintilerin belgeleri elimizde ama, tanımıyorlar!"
* * *
BUNLAR, Türkiye'de emekli olmaya çalışan işçilerin yakınmalarıdır; yıllarca çalışırlar, emekliliklerinin geldiğini sanarak SSK'ya başvururlar, gerçek o zaman ortaya çıkar:
"Prim yatırılma günleriniz eksik!"
Haydi diyelim, bu rezalet Türkiye'ye yakışır, peki Amerika'ya da yakışır mı?
Demek ki yakışıyormuş, hala 40 milyon insanın sigortasız, sosyal güvencesiz yaşadığı Amerika'da da böyle şeyler oluyormuş...
* * *
İSTANBUL sinemalarında bir film oynuyor "John Q", başrolde bu yıl Oscar kazanan zenci oyuncu Denzil Washington...
Çok kişi filminin ilanlarına bakıp "ırkçılık" konusunun işlendiğini sanabilir.
Hayır, başoyuncu ve ailesi zencidir ama, filmde ırkçılık değil, çalışanların, Amerika'da bile nasıl sömürüldüğünü görürsünüz...
John Q, bir fabrika işçisidir, küçük oğlu, beyzbol oynarken düşer bayılır, kalp hastasıdır, kalbinin değiştirilmesi gerekir, bunun için 250 bin dolara ihtiyaç vardır, John Q sigortasına güvenir.
Heyhat, sigortada pürüz vardır, kriz yüzünden fabrika, onu yarım gün çalışır göstermiş, bu yüzden primleri, oğlunun ameliyatlarına yetmemektedir.
* * *
İŞTE bundan sonra "sağlık tacirleri"yle babanın mücadelesi başlar.
Baba varını yoğunu satar, çocuk göz göre göre ölüme gitmektedir, karşısındakilerin umurunda değildir, onlara göre "her insan ölecektir, bu da ölebilir".
* * *
FİLMİN hemen tümü iyi insan, kötü insan ikilemini gösterir.
Genç doktorlar iyi insan, yaşlı ve zengin doktorlar kötü insan...
Yaşlı polis iyi insan, genç polis kötü insan...
Oysa, iyi insan, kötü insan yoktur.
John Q'nun beyaz arkadaşı, o da fabrika işçisi, doğruyu söyler:
"Her şey sistemden kaynaklanıyor, sistem kötü!"
* * *
EĞER bir babaysanız, bu filmi gidip görün, bir babanın evladı için neler yapabileceğini seyredin, sonra da kendinize sorun:
"Ben olsam yapabilir miyim?" diye...
Cevabınız sizde kalsın!