Haberin kaynağı Başbakan Erdoğan’dı, “seçme” gazete yazarı ve yöneticisi ile televizyonda yaptığı toplantıda, basından özellikle gazeteci milletinden şikayetçiydi.
Hangi dönemde, hangi yönetimde, gazeteden, gazeteciden şikayet edilmemiştir ki! Şikayetin bir de cezası gelir...
Dikkatle Başbakan’ı dinlerken “Barış” konuşuluyordu, bir de içki lafı çıktı, Başbakan şöyle diyordu:
“İşte Kadıköy Belediyesi içkiyi yasakladı, belediye CHP’li, bizim belediyelerden biri yapsa, kıyameti koparırdınız...”
* * *
Sayın Başbakan böyle mi demişti, biz mi böyle anlamıştık?
Bir iki yere telefon ettik, işin aslı anlaşıldı, demek biz yanlış anlamıştık!
* * *
Kadıköy Belediyesi, “Barlar” sokağı haline gelen “Kadife Sokak”ta içki satışına sınırlama koymuş.
TEKEL bayileri gece 22’den sonra içki satamayacak, barlar da gece yarısı 02’den sonra kapılarını kapayacak...
Şimdi içinizden çoğu, özellikle bu barların müdavimi olanlar hemen itiraz edecekler:
“Bu nasıl demokrasi, bu nasıl insan hakları, bu nasıl özgürlük, sokakta bile içki içirmiyorlar?”
* * *
Hayır, hemşerim sen içki içmiyorsun, sokakta oturan, yorgun argın işten gelen insanların rahatını kaçırıyorsun.
Gürültü patırtı bir yana, apartman girişlerini açıkça işgal edip, hem içiyorsun, hem de kafiyeli, küfür karışımı bilmem ne ediyorsun.
Yazık değil mi o insanlara!
Kimse senin içki içmene karışmıyor, iç ama, kimseyi rahatsız etme, kendini onların yerine koy!
Geleceği görmeyen belediyeler suçlu!
O sokağa “içki ruhsatı” verilir mi?
“Biz böyle olacağını bilemedik ki!”
Bilseydiniz!
Sanki başka örnekler yoktu...
* * *
Peki, ne olacak, bir süre çekişecekler, belediye yasağı üç gün sürecek, tezgah altından içki satılacak, “Kadife Sokak”ta oturanlar, imkan bulurlarsa 40 yıllık evlerini satıp kaçacaklar...
Leş kargaları da zaten o günleri bekliyor.
Bir bakacaksınız ki, o sokak “Barlar” sokağı olmuş, Belediye Meclisi de adını tescil eder, “Kadife Sokak” tarihe karışır...