Müntekim Ölçmen’in kulakları çınlasın.
Eğer o dünyada kulaklar çınlıyorsa.
Yine bir toplantıda Sayın Cahit Kayra “Ben ne dış ticaretten anlarım, ne maliyeden anlarım, ne yazarlıktan anlarım” deyince Müntekim bey dayanamamıştı:
“Vah vah vah!”
Yani meğer bizi kimler yönetmiş dercesine.
***
Televizyonda “Seksenler” diye bir dizi var, o başarılı dizinin başarılı oyuncularından biri de ailenin babası “Rasim Öztekin”.
Üç çocuk, konu komşu her gün bir vukuat.
Baba hemen hemen her gün isyan eder:
“İcat çıkarmayın!”
Bunu o kadar güzel söyler ki bir ara bizim “Muharrem Usta” ile dilimize dolamıştık.
“İcat çıkarmayın.”
***
Allah selamet versin, kalemine güç, Sayın Cahit Kayra’nın bir kitabı daha çıktı:“Marjinal Siyaset Teorileri”.
Sayın Kayra kitabın girişinde şöyle der:
“Benim siyaset bilimi formasyonum yok, ben mülkiyeden çıktım, seksen yıl önce. O zamandan bu güne dünya değişti, bilim kürsüleri kuruldu. Oradan nice siyasetçi çıktı. Ben onlar gibi değilim. Siyaset biliminin derinliklerine girmeye gücüm yetmez. Biraz ampirizmle yetinirim.”
Şimdi böyle diyen bir insandan “Marjinal Siyaset Teorileri” bekler misiniz?
Ama üç beş satır sonra bir de bakıyorsunuz Sayın Kayra siyaset yapmış, hem de siyasetin ahkâmını kesmiş.
Şöyle diyor:
“Ben de siyaset yapmış bir insanım, ama doğrusu değindiğim bu çilelerden hiç haberim yoktu.
Mülkiye idaresinde bize bunları öğretmediler (...) Biz de yöremizde olup bitenlere bakarak siyasetin bilimini yaptık. Tabii haddimizi aşmamaya çalıştık. Gerçek siyaset bilimini hocalara bıraktık. Gördükl-erimizden çıkardığımız sonuçlara ‘Marjinal Siyaset Teorileri’ adını verdik.”
Sayın Kayra siyaset sözcüğünün Arapçasına bakmış.
Birinde at eğitimi diyorlarmış, diğer bir lügatte de seyislik.
Demek ki Araplarda birisine ne yapıyorsun diye sorsalar o da siyaset yapıyorum dese.
Demek ki atı eğitiyor ya da ata bakım yapıyor olacak.
Sayın Cahit Kayra siyaset bilimini kahvelerde, yollarda, tarlalarda öğrenmeye çalışmış.
Yani olan bitenlere bakarak siyaset anlamının zeminindeki değerleri saptamaya çalışmış.
İlginç bir saptaması var:
“Sosyalistler nefret ederler ama gerçek yaşamda ampirizmin yeri önemlidir, sevsen de sevmesen de.”
***
“Ben bildiğim marjinal teorileri sıradan geçirmeyi uygun buldum. Çünkü bu çok nazik bir konu.
Aristo’nun zamanını anlatmıyoruz. Anlatacak-larımın kendi aralarında ciddi ayrışımlıklar var.”
O ne demek?
O şu demek:
“Kömür dağıtmakla kanun yaratmak farklı şeyler!”
***
Hatırlayacaksınız, Sayın Kayra siyasetle at bakımı ya da seyislik arasında bir benzerlik kuruyor:
“Bizim marjinal teoride söz konusu makarna dağıtmak var, bir türlü kaşımak. Millet de anlı şanlı bir küheylan gibidir. Adamı memnun ediyorsun, ha kaşımışsın ha makarna vermişsin. İkisi de sonunda aynı algılamayı sağlamıyor mu?”
Kayra’ya göre siyaset bu, seçim nasıl kazanılacak?
O devlet yönetimini, insan haklarını sayın ve değerli profesörlerimize bırakıyoruz.
Ve kendi alçak gönüllüğümüzle davamızı anlatmaya çalışıyoruz.
..............................................
(X) Tarihçi Kitabevi