Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


CUMHURBAŞKANI Sezer'in demokrasi anlayışına "9 Eylül demokrasisi" diyorlar...
Niçin?
"9 Eylül Üniversitesi"nde, en fazla oy alanı demokrasi adına "rektör" seçti, "19 Mayıs" ve "Dicle" üniversitelerinde ise en fazla oy alanı seçmedi, diye.
* * *
TELEVİZYONLARIN yüz karartıcı görüntülerinden biri...
Eşcinseller kaçıyor, polis kovalıyor, bu arada bazıları arabaların altında kalıp ölüyor.
Niçin bu kovalamaca?
"Bunlar fuhuş yapıyor!"
Yani para karşılığı, bazı adamlarla cinsel ilişkiye giriyorlar.
Peki, onlara, para verip, cinsel ilişki kuranları niçin kovalamıyorsunuz?
Yoksa gücünüz "onlara" yetmiyor mu?
* * *
YOK, yok, sakın şaka yaptığımızı filan sanmayın, gerçekten Reha Muhtar'ı özledik...
Hele "mukallitleri" ortaya çıkınca...
Hele hele, üstüne üstlük, kendilerini bir de Reha Muhtar sanınca...
* * *
İBRAHİM Tatlıses, dansöz Asena'yı dövdü mü, dövmedi mi?
Diyelim dövdü, ne olacak?
Birkaç kadın yazar ve kadın kuruluşu dışında kimin sesi çıkıyor ki?
Kimlerin mi sesi çıkmalı?
Önce kadınların...
Oysa, kadınlarımızın bazıları ne yapıyor?
İbrahim Tatlıses şarkı söylerken sahneye fırlayıp, ya göbek atıyorlar ya da "İbo"nun boynuna sarılıyorlar.
Kadınların "hafifçe" de olsa dövülmesi caizdir fetvasının verildiği bu memlekette, İbrahim Tatlıses kadın dövmesin de ne yapsın?
Üniversite hocalarının, itilip kakıldığı, hırpalandığı bir memlekette İbrahim Tatlıses, kadın dövmüş çok mu?
* * *
TÜRKİYE'nin en uzak görüşlü politikacısı kimdir?
Besim Tibuk!
Yıllar önce, yabancı otomobil ithalatını zorlaştırmak için "Siirt gümrüğü"nü önermişti; yıllar sonra, bugünkü hükümetin aynı amaçla Van'da gümrük kapısı açacağını duyunca, Tibuk'un kulaklarını çınlattık...
* * *
GÖZÜMÜZ aydın, dideler ruşen!
Fenerbahçe, yine ağustos şampiyonu!
Ne demek ağustos şampiyonu?
Her ağustos ayında Fenerbahçeli yazarlar, Fenerbahçe'yi şampiyon ilan ederler, eylül, ekim, kasım gelince takke düşer, kel görünür.
Allah, bu yıl Fenerbahçe'yi korusun!
Geçen yıl bu ay Fenerbahçe'yi "rüyaların takımı" ilan etmişlerdi de, "acıların takımı" olmuştuk.
* * *
KIBRIS niye böyle oldu?
Ya ne olacaktı?
Cumhuriyet'in ilk yıllarında bir slogan vardı:
"Biz, bize benzeriz!"
Kıbrıs'ı da bize benzettik...
* * *
GEÇTİĞİMİZ cumartesi günü Kalendertepesi'nden geçtik, Cumhurbaşkanı'nı korumakla görevli "Çevik Kuvvet" polisleri 35 derece sıcakta, açık arazide bir ağacın altına sığınmış, karınlarını doyuruyorlardı.
Orada bir çadır kurulup, polisler nöbetleşerek, karavana yeseler, acaba Sayın Cumhurbaşkanı'nın "tutumlu" davranışlarına aykırı mı olur?


Yazara E-Posta: h.pulur@milliyet.com.tr