Ülkenin çeşitli yerlerinde bağımsızlık isyanları çıkıyor ve büyük zorluklarla bastırılıyordu. Bütün bu bölgelerden Anadolu'ya, özellikle de İstanbul'a milyonlarla Türk her şeyini geride bırakarak göçüyor, Anadolu'dan da dışarıya, zorla göçler yaptırılıyordu. Tam bir insanlık dramı yaşanıyordu o yıllarda.Sonunda Türkler özgürce yaşadıkları bir vatana sahip oldular. Göçenlerin bir kısmı vatansız kaldığı inancıyla kuşaklarca nefret besledi. Oysa, medeniyet çatışan ilişkilerden değil, refah ve mutluluğun mücadelesinden ibaret. Bugün 19 Mayıs. Tam 86 yıl önce ülkemizin bağımsızlık hareketi yeniden başlamıştı. 1912 yılında Osmanlı İmparatorluğu iflasın eşiğine gelmiş, son barut da 1914 yılında çıkan I. Dünya Savaşı'nda harcanmış, 1918'e gelindiğinde tümüyle tükenilmişti. Ülke bitkindi, haraptı. Mücadele gücü yok denecek kadar zayıftı. Buna rağmen Kafkasya'dan Trablusgarp'a, Halep'ten Balkanlar'a uzanan eksenlerde vatan mücadelesi yapılıyordu. I. Dünya savaşında güçlü ülkeler egemenliklerini yayma peşindeydi. Osmanlılar ise koruma! İngilizlerin, Fransızların ve Almanların o savaşta neler kaybettiği biliniyor. Hepsinin ekonomisi büyük zarar gördü. Kaybeden de, kazanan da. Savaşında dışında kalan ABD ekonomisinin durumu ise pek bilinmiyordu. ABD'li bir ekonomist de bunu hesaplamaya çalışmış. (Hugh Rockoff: Bitinceye kadar, orada I. Dünya Savaşı'nda ABD ekonomisi) Savaş başladığında durgunluk içinde olan ABD ekonomisi dört yıl boyunca müthiş bir patlama yaşamış. Avrupa ekonomilerinde üretim durunca bütün mal alımları ABD üzerinden olmaya başlamış. Bunun yanı sıra gerek artan askeri harcamalar, gerek 3 milyon kişinin orduya, yarım milyon kişinin de sivil devlete katılmasıyla işsizlik yüzde 8'den 1.4'e düşmüş. Yani savaş ABD'ye bayağı yaramış.O tarihlerde ABD'nin milli geliri 62 milyar dolar kadarmış. Bütün bu ek harcamalar ABD'ye milli gelirinin yüzde 52'sine yani, 32 milyar dolara mal olmuş. Bunun üçte ikisi borçlanılarak, geri kalanı da ek vergilerle ve para basarak karşılanmış. Savaşın sonunda, savaş dışında kalan ABD hem bir mali merkez olmuş, hem de Güney Amerika'ya yatırımlara başlamış. Ancak çok da borçlu bir ülke konumuna gelmiş. Savaşın dışında kalmak Osmanlılar I. Dünya Savaşı'na girmeseydi, yine de istilacı ülkelere karşı savaşmak zorunda kalacaktı. Savaşların Osmanlı ekonomisine ne kadar hasar verdiğini hesaplamak kolay değil. Ancak mali yükün olağanüstü olduğuna kuşku yok. Osmanlı'nın Galata bankerlerinin bile avucuna düşerek borç aldığı biliniyor. Ta o tarihten gelen borçların bundan 13 yıl öncesine kadar ödendiğini hatırlatmak yeter. İşte bu nedenledir ki, Türkiye fiilen II. Dünya Savaşı'nın dışında kalmıştır. Ne de olsa egemenlik tehlike altında değildi.Kendi ülkelerinde isyan çıktığında kayıtsız kalmayan Türkler, bu savaşta soykırıma uğrayanlara kapılarını sonuna kadar açtı. Ancak bu insanların hiçbiri yaşadıkları ülkenin parçalanması için mücadele etmemişlerdi! 19 Mayıs bize çekilen acıları, haksızlıkları ve nihayet umut yolculuğunu anımsatıyor. Kısacası, özgür bir ülkeye kavuşmayı. Değerini bilelim. hgunes@milliyet.com.tr Savaş kaçınılmazdı