Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Program konusunda her kafadan bir ses çıkıyor. Oysa ortada yazılı programları var. Partinin kurmayları bu metni okusa hatalı demeç vermeyecekler. Fakat sanıyoruz bir de Genel Başkan Tayyip Erdoğana kendini gösterme eğilimi var. Ne de olsa yakında hükümet kurulacak!Çelişkili ifadelerin altında yatan bir başka neden de AKPnin içinin homojen olmaması. AKPde imaj değişikliği amacıyla farklı kesimlerden kimliklerin partiye davet edildiği gözleniyor. Bu kişilerin yaşam felsefeleri farklı olduğu gibi, ekonomik politikalar konusunda da fikirleri farklı. Gayet de doğal. Ancak medya sadece en yetkili resmi ağızların verdiği demeçlere itibar etmeli. Şu ara iki resim ağız gösleniyor; biri AKPnin ekonomik politikalar kurulu "koordinatörü" Ali Babacan, diğeri de Genel Başkan Yardımcısı (ve şimdi Eskişehir milletvekili) Murat Mercan. Diğerleri ileride daha yetkili olabilir. Fakat şu anda partinin "ileri geleni" değil, "ileri gidenleri" gibi görünüyorlar.En iyisi sabırla hükümet programını beklemek. Kaldı ki, bir siyasi parti iktidara gelir gelmez parti programını da harfiyen uygulayamayabilir. Yeni hükümete gerçek durumun bir topografyasını çıkarabilmesi için fırsat tanınması gerekiyor. Nihayet bir de IMF var. Onunla da müzakere edilmesi gerekiyor.Daha önce bazı AKPlilerin iç borcun yeniden yapılandırılabileceği yönündeki demeçleri, Ali Babacanın açıklamalarıyla düzeltilmişti. Geçtiğimiz hafta ise, faiz - dışı fazla konusunda IMFden bazı gevşemeler talep edileceği belirtildi. İlginçtir, IMFnin resmi ağzı Tom Dawsonun da, her yeni hükümetin değişiklik isteyebileceğini, üstelik yeni siyasal koşulların yeni uygulamalar getireceğini belirtince şaşırdık. Acaba, IMF de bütçedeki faiz dışı fazla hedefinin gevşemesini mi arzu ediyor? Yahut da çaresizce IMF bunu kabul mu edecek? Sanmıyoruz.IMF, muhtemelen, yeni hükümeti sert bir tavırla karşılamak istemiyordur. Ancak şu anda uygulanan programın en kritik noktası faiz - dışı fazladır. Uygulanan sıkı bütçe politikası yığılan kamu borcunu 2006 yılına kadar, Maastricht kriteri olan, milli gelirin yüzde 60ının altına çekmeyi hedefliyor. Bu nedenle, 2003 yılında yüzde 6.5tan ödün verebileceğini hiç sanmıyoruz. Doğru da olmaz!Krizden henüz çıkarken ve Irak savaşının gölgesinde 10.8 milyar dolarlık faiz - dışı fazladan her ödün ya ek özelleştirmeyle, ya da faizlerde ek düşüşle sağlanabilir. Ancak önümüzdeki yıl, bırakın özelleştirmede artış sağlamayı, hedefin bile tutturulması olası değildir. Faizlerde daha fazla düşüş de, savaşın gölgesinde pek mümkün olmayacaktır. 2003 bütçesindeki ağır finansman yükü göz ardı edilmemelidir.Kısacası, umarız olumlu gelişmeler sürer. Ve 2004te faiz - dışı fazla bir miktar gevşer. Ama bu yıl asla hata yapmamalı! hgunes@milliyet.com.tr Yeni bir siyasi parti ve yeni bir iktidar ile karşı karşıyayız. Ne yapacaklarını bek bilmediğimizden onları tanımaya çalışıyoruz. Açıkcası, onlar da (iktidara ne denli hazırlanmış olurlarsa olsunlar) zaman zaman deneyimsizlik yapıyorlar. Birinin verdiği hatalı demeci diğeri düzeltse de kaygı uyanıyor.