Stand-by sonrası Merkez Bankası bir para kurulu oluşturunca başka bir politikanın uygulamaya geçirileceğini sanmıştık. Oysa şimdi anlaşılıyor ki IMF Merkez Bankası’nın bir an önce enflasyon hedeflemesine geçmesini arzu ediyor. Sabit kura dayanan para kurulu artık kesinlikle gündem dışı.
Daha önceki para politikalarını özetleyerek enflasyon hedeflemesi konusuna girmiştik. En yalın anlatımıyla, enflasyon hedeflemesi, gerçekleşeceği sanılan enflasyonun tahmin edilip, tutturulmaya çalışılması demek. Burada hedefi MB belirliyor. Ancak MB her seferinde gerçekleşebilecek bir hedef koyduğundan, her açıklanan rakamın da tutacağı varsayılıyor. Böylece ekonomik tarafların inancı ve uyumu sağlanıyor. Fischer geldiğinde, işte bu nedenle, yıl sonu enflasyon tahmini hemen değiştirildi. Daha gerçekçi bir tahmin konuldu.
MB, enflasyon hedeflemesinde iki yıllık bir tahmin yapıyor ve ilk yıl tutarsa yoluna devam ediyor. Eğer tutmazsa tahmini gözden geçiriyor, bazı parasal araçlarında (örneğin kısa vadeli faizlerde) gerekli değişiklikleri yapıyor ve sonra tekrar yola koyuluyor. Burada doğru tahmin yapmak çok önemli. Bu nedenle de gelişmiş bir ekonometrik model gerekli.
Enflasyon hedeflemesinde ikinci nokta hedefin hemen ve yaygın biçimde duyurulması. Toplumun tüm kesimlerinin bu hedefi bilmesi gerekiyor. Ancak hedeflemede bir başka, ve belki de daha önemli nokta, hesap verme yükümlülüğüdür. Hem geçmişte konulan hedefin tutturulamamasının açıklaması yapılabilmeli, hem de gelecek için belirlenen enflasyonun düzeyi konusunda toplum nezdinde sorumluluk taşınmalıdır. Bunu beceremeyen MB Başkanı görevinden ayrılıyor.
Bu tür programların temel sıkıntısı şunlar:
Ekonomide etkilenmeler ve uyum belli zaman gecikmeleriyle olur. Bunlar uzun ve düzensizse sıkıntı yaratır.
Kamunun tahmin geliştirmede bağlantılı rasyonellik olasılığı uyumu güçleştirir. Yani başka etmenler rol oynayabilir.
Dalgalı kurdaki aşırı oynaklıklar politikayı olanaksızlaştırır.
MB’nin enflasyon hedefi, aynı zamanda ara göstergedir. Bu durumda otoritenin verdiği hedef rakama güven gerekir. Aksi takdirde hesap verme ve sorumluluk ilkeleri çalışmıyor demektir. Aktarım mekanizmalarındaki gecikme ara göstergelerin seçilmesini zorlaştırır, bu da güveni sarsabilir.
Hedef olarak belirlenen fiyat endeksleri aydan aya ölçülen aralıklı bir seridir. Oysa enflasyon nihayetinde bir düzeydir ve sürekli bir kavramdır. Enflasyon düşünceye dek verilen sinyale uymayarak ciddi ahlaki kandırmalar gerçekleşebilir. Yani enflasyon hedefi tutmaz diyerek oyun bozanlar kazançlı çıkabilir. Bu da güveni sarsar.
Enflasyon hedeflemesine geçildiğinde kullanılan araçlar hep parasaldır. İlk bakışta maliye politikaları ise düşünülmediği sanılır. Ancak konunun tanınmış uzmanı Frederic Mishkin aksine bütçenin belli bir denge ve istikrar içinde olmasını çok önemsemektedir.
Nihayet bu politikanın uygulayıcısı olan MB’nin son derece saygın ve başarılı olması gerekir. üst üste mali krizlerle karşılaşmış, döviz kurunun istikrara kavuşamadığı bir ortamda bu politika zorlanacaktır. Bununla beraber, henüz elimizde enflasyonla mücadele edecek bir başka aygıt da bulunmamaktadır. (Konuya devam edeceğiz.)