Önceki akşam IMF Başkanı Horst Köhler CNN televizyonundaydı. İlginçtir, Köhler geçmişteki mali krizlerden önemli dersler çıkardıklarını itiraf ediyordu. Fakirliğin iç koşullardan (örneğin yolsuzluklardan) kaynaklandığını, bunların telafisiyle kalkınmanın sağlanabileceğini savunuyordu. Köhler, topu topu Afrikanın birkaç ülkesinin (özellikle Fildişi Sahili) yönetişim ve şeffaflıkta gösterdiği başarıya işaret edebildi.Gerçi Köhlerin fakirlikle ilgili bir önerisinin de olması gerekmiyordu. Çünkü bu görev aslında Dünya Bankasına ait. Nihayet spiker çok sıkıştırınca "evet zengin ülkeler de daha fazla çaba göstermeliler" diyerek geçiştirdi. Ancak bu çabanın biçiminin açıklanması umutları suya düşürdü. Zengin ülkeler daha hızlı büyüyüp global ortam yaratacaklar ve fakirler de bundan yararlanacaktı!Ancak şu anda dünya ekonomisinde bir global soğuma yaşanıyor. Bunun ABD ekonomisindeki durgunluktan kaynaklandığını biliyoruz. Gerek son yılların aşırı canlanmasının tamamlanma süreci, gerek 11 Eylülün tüketici güveni üzerinde yarattığı hasar, gerekse muhasebe skandalları ABD ekonomisini durgunluğa soktu.Toplantılar arifesinde yayımlanan "Dünya Ekonomisine Bakış" başlıklı IMF raporu ilginç noktalarla dolu. Öncelikle, global soğumanın gelişmekte olan ülkelere olan etkisi değerlendiriliyor. Asya ülkelerinin ortalama yüzde 6 büyüyeceği tahmin ediliyor. Önümüzdeki 3 yılda ise Rusyanın ortalama yüzde 4.5 - 5.0, oysa diğer eski Sovyet devletlerinin yüzde 5.5 - 6.0 büyüyeceği varsayılıyor. İlginçtir, enflasyonu kontrol etmeye çalışan Beyaz Rusya, Tacikistan ve Özbekistanda büyüme yüzde 3 - 3.5ta sınırlı kalacak görünüyor. Fakir Afrikada büyüme beklentileri yüzde 3 - 4 aralığında.Raporun son kısmında üç senaryo tartışılıyor: Birinci El Nino (fırtına) Güney Dalgalanmasının yaratacağı ekonomik darbe. Özellikle Latin Amerika ekonomileri üzerinde vereceği hasara işaret ediyor. İkincisi, petrol fiyatlarındaki 5 dolarlık bir artışın dünya ekonomisindeki büyümeyi 0.3 oranında yavaşlatacağı hesaplanıyor. Yani, Irak operasyonu başlarsa sadece biz değil, dünya ekonomisi de doğrudan etkilenecek. Üçüncüsü de, yarı - iletken üretimindeki global değişim. Malezya, Singapur ve Filipinler artık milli gelirlerinin yüzde 20 - 25ini bu sektörden sağlıyorlar. Şaşırmamak mümkün değil.Dünyada son 10 yılda gelişmiş ülkelere giden doğrudan yabancı sermaye yatırımları 7 - 8 milyar dolar azalmakta, ancak bu fark gelişmekte olan ülkelere yeniden kaymakta. İşte bu noktada aklımıza Türkiye geliyor. O ise hala uzaklarda.Özetle, dünya ekonomisinde umutlu bir bekleyiş yok. Türk ekonomisinin daha hızlı bir toparlanma beklediği bu dönemde global serinleme de işlerimizi kolaylaştırmak şöyle dursun, aksine yavaşlatacak gibi. hgunes@milliyet.com.tr IMF ve Dünya Bankasının Washingtondaki güz toplantıları ciddi tepkiler altında sürüyor. Washington sokaklarındaki gösterilerde, her zamanki gibi, IMFnin küreselleşmeci tavrı eleştiriliyor. Malum bu şekilde küreselleşme fakir ülkeleri daha da fakirleştiriyor.