Bayburtu il yapan Özal, aylar sonra Bayburta gitmiş. İlk defa görecekmiş il yaptığı ilçeyi. Yolda helikopterle gelirken tepeden şöyle bir bakmış kente. Sonra "keşke buraya bir baraj koysaymışız" demiş. Doğru, ya da yanlış. Ama Bayburtun çorak olduğu kesin.Ekonomik durumumuz da böyle. İki sav var. Bunlardan ilki "her şey iyiye gidiyor, durum fevkalade" görüşü. İkincisi de "dengelerin hiç de göründüğü gibi iyiye gitmediği" görüşü. Doğrusu hangisi? Değerlendirelim.Gerçekten enflasyon sürekli düşüyor. Büyüme rakamları da gayet olumlu. Kaldı ki, uygulanan programın temel hedefi sürdürülebilir bir büyüme hızının elde edilmesi. 2002 ve 2003 yıllarında üst üste yüksek büyüme performanslarının elde edilmesi bu yöndeki önemli bir aşamayı gösteriyor. Geçen yıl yüzde 7.8lik bir milli gelir büyümesinden sonra, bu yıl yine oldukça yüksek bir büyüme hızı elde edilirse, milli gelir yüzde 13 kadar büyümüş olacak.Gelecek yıl da bu yüksek büyümenin tekrar etmemesi için bir neden yok. Yeter ki, enflasyon düşmeyi sürdürsün. Çünkü enflasyon belirsizlik yaratıyor, yatırımları engelliyor. Şu andaki düşüş trendi sürerse, 2004 yılında enflasyon ortalama olarak yüzde 15 civarında olacak. Bu da reel faizleri etkileyecek ve yatırımlar ciddi ölçekte artabilecek. Hele Avrupa Birliğine tam üye olma takvimi başlayabilirse, bu tam bir patlamaya dönüşecek.Sanayi kesiminde de olumlu sinyaller gözleniyor. Geçen yıl temmuz ayında sanayinin geçmiş döneme göre aylık büyümesi yüzde 11.9du. Bunun tekrar tutması teknik bakımdan çok zordu. Oysa, bu yıl daha da üstün bir performans elde edildi; yüzde 12.2lik bir artış gerçekleşti. Kısacası, temmuzda iki yıllık yüzde 26lık bir artış elde edildi. Bu da krizde kaybettiğimizden çok daha fazlasını elde ettiğimizi gösteriyor.Bunlar olumlu. Ancak ortada bir cari açık sorunu var ki, ürpertiyor. Yıl sonunda 7 - 8 milyar dolar kadar cari açık milli gelirin yüzde 3 - 3.5u ediyor. Bu ürkütmese de olumsuz bir durum. Üstelik döviz kuru bu düzeyde sürerse, açık daha da büyüyebilir. Bu açık, bir biçimde kurun devalüe olmasına neden olursa da, enflasyon yükselebilir. İşte size birinci risk.Gelelim ikinci riske. Kamu finansmanında rakamlar, ağustos (5 katrilyon) dahil edildiğinde, gayet iyi. Ama ağustos performansının süremeyeceği biliniyor. Yıl sonunda 20.3 katrilyonluk hedef ay başında 1.7 katrilyon faiz - dışı ediyor. Oysa ağustosa dek ayda ortalama 1.5 katrilyon bile toplanamadı. İşler yıl başındaki gibi giderse, bütçede önemli bir gedik doğabilir. Bu durumda da, hem faizler zıplar, hem de enflasyon. Yok eğer, ağustos performansı tekrar ederse, bu sorun da ortadan kalkar.Kısacası, işler mükemmel değil. Belli riskler sürüyor. Doğrusu bu. Ama bu da ekonomi kötüye gidiyor demek değil. Önlem alınırsa bu riskler de kalkar. hgunes@milliyet.com.tr Bayburt fıkraları meşhurdur. Gümüşhanelilerle Bayburtlular pek sevişmezler. Geçenlerde Bayburt ziyaretimizde bir devlet yetkilisi bir anekdot aktardı. Doğru mu, bilinmez. Belki de Gümüşhanelilerin uydurmasıdır.