Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önceki gün gazetemizde Hazine müsteşarının J. P. Morgandaki sunumu yer aldı. Bu sunum önemli rakamlar içeriyordu. Özellikle 2003 yılının kamu finansman dengesinin nasıl sağlanacağı bu sunumda yer alıyordu. İç borç dinamiği bakımından bu bilgiler çok önem taşıyor. Hazine "olağanüstü bir gelişme olmazsa" 2003 yılında 73 milyar dolarlık borç servisinin yapılacağı hesaplamış. Bu şu anda 2003 yılına sarkan, yahut da 2003 yılında yapılacak olan kısa vadeli borçlanmaların itfa toplamı demek. Bunun yüzde 85i iç borç servisinden kaynaklanmakta; 36 milyar doları anapara, 27 milyar doları da faiz olarak ödenecek. İç borç kısa vadeli olduğundan bu gayet doğal. Dış borçta ise pek sorun gözükmüyor; 11 milyar doların altındaki dış borç servisinin 1.1 milyar doları zaten IMFye ödenecek. Yani yüzde 10unun erteleme opsiyonu var.Ancak Irak müdahalesi bu dengeleri değiştirecektir. İç borcun hem vadesi kısalacaktır, hem de faizi yükselecektir. Kaldı ki, sadece vade kısalsa bile, hem anaparayı, hem de faiz ödemelerini artıracaktır. Faizde yükselmeyi bir tarafa bırakalım, yalnızca faizlerde düşüş gerçekleşmese, reel faizler yine yükselmiş olacaktır. Çünkü enflasyon giderek düşmektedir. Oysa Hazine faizlerin nominal bazda ortalama yüzde 24 oranında düşmesini hesaplamaktadır.Hele hele nominal faizler bugün olduğundan daha yüksek bir düzeye çıkarsa, işte o zaman işler sarpa saracaktır. Hatırlatalım; Iraka müdahale uzun sürerse, bunun kamu finansmanı faturası 8 - 10 milyar doları bile bulabilir.Hazinenin hesabına göre, 73 milyar dolarlık servisin yüzde 14ü faiz - dışı fazlayla sağlanacak. Burada da ciddi riskler görüyoruz. Eğer müdahale olmazsa, ekonomik büyümeyle bu hedef rahatlıkla tutturulabilir. Ancak müdahale gerçekleşirse, askeri harcamalar hiç sanıldığı kadar mütevazı düzeyde kalmayacaktır. Kaldı ki, borcun yeniden iç borçlanmayla dönecek olan yüzde 72sinde pek bir sorun gözükmese de, 1.7 milyar dolarlık özelleştirme böylesi bir ortamda pek olası görülemez.Hazine 2003 yılında dış borçlanma ile piyasalardan 5 milyar doların üzerinde kaynak bulmayı umuyor. Oysa bu da bölgede sıcak bir gelişmenin olmadığı varsayımına dayanıyor. Hesabın en gerçekçi kısmı ise uluslararası kuruluşlardan beklenen 3.4 milyar dolarlık kısım. ABD Iraka müdahale ederse bu rakam devede kulak bile kalabilir. Kısacası, Iraka müdahale olursa IMFye müracaat kaçınılmazdır. Yahut da, ABD pamuk ellerini cebine soksa en doğrusu olur. hgunes@milliyet.com.tr 1960lı yıllarda ekonomi bürokrasisinin en önde gelen örgütü DPTydi. Çünkü o zamanlar kalkınmanın sektör planlamasıyla sağlanacağı inancı çok güçlüydü. DPT müsteşarı adeta ekonomiden sorumlu bakan gibiydi. Sonra bu moda değişti. Sorun ve ilgi ekonomik kalkınmadan çok istikrarın sağlanmasına dönüştü. 1980li yıllarda Merkez Bankası ön plana çıktı. Bu Merkez Bankası başkanı piyasaların gözünü diktiği kişi haline geldi. Ancak son krizle beraber, bunun da biraz değiştiği görünüyor. O denli kamu borcu ile yaşıyoruz ki, artık Hazine müsteşarı ön plana çıkmış durumda. Tabii bu geçici bir durum. Sonunda iç borç yine para otoritesi ekonominin patronu olacaktır.