Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Nihayet YSK siyasi bir karar verdi ve piyasaları rahatlattı. Hatta rahatlatmak ne kelime, tam anlamıyla uçurdu. Borsa beklenen havalanmayı yaptı. Türk Eurotahvilleri bir rekor daha kırdı. Bono faizleri düştü. Ve döviz kuru da yeniden düştü. Açıkçası yerlisi yabancısı tüm piyasalara balıklama dalmaya başladı.
YSK bir belirsizliği ortadan kaldırdı. Ama piyasaların uçmasına neden olan asıl neden başka olumlu gelişmeler. Mesela enflasyon verileri. Eylül ayında tüketici fiyatları beklenenden düşük geldi. Bu rakam geçen yılın eylül verisinin (yüzde 3.5) neredeyse yarısı kadar; yüzde 1.9. Kısacası, enflasyonda kalıcı bir düşüş gözleniyor. Daha yıl sonu gelmeden yüzde 23'e varıldı bile. Böyle giderse, yıl sonunda yüzde 18 - 19 düzeyinde bir enflasyon çıkması çok normal. Bu da hedefin aşılması demek. Geçen yıl da aşıldığına göre Merkez Bankası gayet başarılı sayılmalı.
Toptan eşya fiyatları ise eylülde yüzde 0.1 artmış. Ancak bu veriyi dikkate almamak gerekiyor. Çünkü bu verideki düşüş büyük ölçüde kurdaki revalüasyondan kaynaklanıyor. Kurda bir düzeltme olduğunda, bu endeks de değer değiştirebilir.
TÜFE'deki olumlu gidiş iki etmenden kaynaklanıyor. Bunlardan biri sıkı para politikası. Hiç kuşku yok ki, reel faizler çok düştü. Ama hala reel faizler yüksek. Bu da sıkı bir para politikasının sürdüğünü gösteriyor. Diğer etmen ise sıkı maliye politikası. Yani kamu finansman dengesi. Ancak, kamu finansman dengesinde oluşan son veriler pek de iç açmıyor. Birdenbire aşırı sevince neden olan ağustos verileri (5 katrilyonluk faiz - dışı fazla) bu kez de hayal kırıklığı yarattı: 542 trilyon! Yani, kamu maliyesinde işler öyle beklendiği kadar aşırı olumlu değil.
Dikkat çeken bir diğer konu ise, cari işlemler açığı. Cari işlemlerde ortaya çıkan açık şimdilik finansman sorunuyla karşı karşıya değil. 2000 yılında da yaratmamıştı! Çünkü yüklü miktardaki sıcak para akımlarıyla kur sorunu gözlenememişti. Şimdi de benzer bir tablo var. TL sürekli değer kazanıyor. Ancak bir süre sonra bu çok olumsuz noktalara varır, kur hızlı bir düzeltme yaparsa, enflasyon da zıplayabilir.
Yıl sonunda ortaya çıkacak cari işlemler açığı konusunda farklı tahminler bulunuyor. Bazıları bu açığın 7 milyar dolar civarında kalacağını öne sürerken, bazıları ise 10 milyar dolara varan tahminlerde bulunuyor. İşin kötüsü kur çabuk düzeltme yapmazsa mart ayına varıldığında 12 aylık cari işlemler açığı 13 milyar dolara bile varabilir. Ve bu da bir rekor olur.
Doğrusu iyiye gidişin olduğunu gösteren işaretler gözleniyor. Enflasyon düşüyor ve iç talebe dayalı önemli bir büyüme eğilimi gözleniyor. Ancak hala her şey günlük güneşlik değil. Bir yandan kamu maliyesinde rakamlar eksik geliyor. Diğer yandan da giderek büyüyen cari işlemler açığı kaygı veriyor. Buna rağmen, borsadaki yükselişi normal, hatta gecikmiş olarak görüyoruz. Borsa çok düşük kalmıştı. Endeksin 2000 yılındaki reel düzeyini yakalaması için bugünkü düzeyin belki de üç kat artması gerekiyor.
Not: 1 Ekim 2003 tarihli "Derviş'in önerisi ciddiye alınmalı" başlıklı yazımızdan sonra CHP İstanbul milletvekili Derviş bizi arayarak, sıcak paraya vergi önerisinin geç kalmadığını, bunu yaz başında uyardığını hatırlattı. Nitekim, Ersan Eryılmaz adlı okuyucum da aynı uyarıda bulundu.