Önce bütçeyi değerlendirelim. Ağustos ayında 5 katrilyonluk faiz - dışı fazla elde edilmiş. Böylece ilk sekiz ayda 15.5 katrilyona ulaşılmış oluyor. Yıl sonu faiz - dışı fazla hedefi de 20.3 katrilyon. Yani hedefin dörtte üçü sağlanmış durumda. Geçen yılın faiz - dışı fazla performansı ile toplu olarak karşılaştırdığımızda, başarı açıkça gözleniyor.Ancak yanılmayalım. Bu kanıya son ay elde edilen veri ile varıyoruz. Mesela mart ayında faiz - dışı fazla geçen yıla göre neredeyse yarı düzeydeydi. Nisanda geçen yıla göre 4 kat olsa da, mayısta ise yarı yarıyaydı. Keza haziranda ve temmuzda da. Bu performans karşısında biz de ister istemez kaygılanmış ve yıl sonu hedefinin tutmayabileceği üzerine ikazlarda bulunmuştuk.Bütçedeki bu ayın parlak performans, hem harcamalardaki ani kesinti, hem de gelirlerdeki önemli artıştan kaynaklanıyor. Bu bir ölçüde harcama disiplininden, bir miktar da vergi barışından gelen paradan kaynaklanıyor. Ancak yine de uyaralım. Yıl sonuna dek 20.3 katrilyonu bulmak için her ay neredeyse 1.5 katrilyon fazlalığın bulunması gerekiyor. Bu da, olanaksız olmasa da, çaba gerektiriyor. Öte yandan, bu hedef tutarsa, borç dinamikleri bakımından çok olumlu bir doğrultuya girilecektir.Gelelim ikinci habere. ABD Kongresinde 15 günlük yasal bekleme süresinin ardından, üyelerden herhangi bir itiraz gelmezse, anlaşmanın imzalanması bekleniyor. İlginçtir, yönetimin Kongreye yolladığı mektupta bu kredinin Türkiyedeki ekonomik reform sürecine destek olacağı belirtiliyor. Ama aynı zamanda Irakta ABDnin yükünün hafifleyeceği de açıkça yazılıyor. Kısacası, 20 Eylülde Kongreden geçmesi gereken bu anlaşma aslında, ABD yönetimi nasıl beyanda bulunursa bulunsun, Irakla ilintili.Iraka asker gönderilmesi konusunu öncelikle ABD ile ilişkilerimizden bağımsız olarak değerlendirmek gerekiyor. Elbette Amerika ile ilişkilerimizi bozmamız gerekmez. Ancak önce olası senaryoları, daha sonra kendi Irak politikamızı belirlememiz gerekiyor. Çünkü Türk askeri Iraktaki istikrarsızlık üzerine davet ediliyor. Yani burada asker bulundurmak gayet riskli. Nitekim Kongreye olan mektupta "maliyet ABDden Türkiyeye yükleniyor" diye alenen belirtiliyor.Bununla beraber, gelecek bu 8.5 milyar dolarlık kaynak, peşin değil taksitli olmasına rağmen borç dinamiklerinde ciddi bir rahatlık sağlayacaktır. Hem vade uzatacaktır, hem de faizler düşecektir. Piyasalardaki sevincin kaynağı da bu. Ama ne Irak sorunu netleşmiş durumda, ne de bütçe performansının yıl sonunda nasıl olacağı. Özetle, düğünü biraz erken yapıyor olabiliriz. hgunes@milliyet.com.tr Önceki gün Maliye Bakanlığı ağustos ayına ait bütçe verilerini açıkladı. Bu rakamlar piyasaları ve meslektaşlarımızı sevindirdi. Çünkü bütçede faiz - dışı fazla, yani harcamaların gelirlerden eksik kısmı, bir hayli fazlaydı. Daha sonra, aynı gece bir başka haber geldi. ABD yönetiminin, 8.5 milyar dolar krediye dönüşebilir 1 milyar dolarlık hibe için son adımı atarak, Kongreye olumlu görüşünü bildirdiği açıklandı.