Bir ülkede enflasyon yüksekse ve bunun nedenlerinden biri aşırı kamu harcamaları nedeniyle şişen iç talepse, yahut da bütçe açığı para basarak finanse edilmişse, bunu önlemenin bir yöntemi bütçeden az harcayıp, çok vergi toplayarak ortaya çıkan fazla ile borcu ödemektir. Türkiye de bunu yapıyor.Bir ülkede sık sık ödemeler dengesinde cari işlemler açığı çıkıyor, yani döviz gelirleri giderlerini karşılamıyorsa, iç talebin düşürülerek ithalatın frenlenmesi gerekir. İç talebin dizginlenmesi için de en bilinen yöntem bütçeden az harcayıp, çok vergi toplayarak ortaya çıkan fazla ile borcu ödemektir. Türkiye de bunu yapıyor.İşte faiz - dışı fazla yaratmanın üç gerekçesi. Türkiye milli gelirin yüzde 6.5u kadar faiz - dışı fazla yaratmayı hedefliyor. Milli gelir bu yıl 200 milyar dolar olacaksa, bu 13 milyar dolarlık bir faiz - dışı fazla demek. Bütçeye konulan hedefin 19.7 katrilyon olduğunu düşünürsek, yıl - sonu 1.600.000 TL üzerinden hesaplanmış kurla bu 21 katrilyon TL ediyor. Dün uluslararası yatırım kuruluşu J. P. Morgan milli gelirin ancak yüzde 5ine ulaşacağını açıkladı. Biz ise, hedef yakalanmasa bile daha yukarıda bir performans sağlanacağı kanısındayız.Haziran sonu bütçe verileri dün açıklandı. Yıllık faiz - dışı fazla hedefinin yarısı karşılandığı görülüyor. Demek ki, bütçe performansı sürdüğü taktirde, yıl sonu hedefleri de tutacak. Ancak unutmayalım, bu rakamlar vergi barışından elde edilen gelirleri de kapsıyor.Veriler, ilk altı ayda bütçede öngörülen harcamaların yüzde 47.6sının yapıldığını gösteriyor. Oysa gelirlerde durum farklı. Yıllık gelir hedefinin sadece yüzde 44.3ü elde edilmiş. Kısacası, harcamalarda disiplin korunsa da, gelirde performans daha düşük kaldığından, bütçede elde edilebilecek başarı kaçırılmış.Bunun nedeni de oldukça açık. Vergi gelirlerinde ilk 6 ayda yıllık hedefin ancak yüzde 43ü elde edilmiş. Örneğin dahilden alınan KDV vergilerinde yıllık hedefin yüzde 42si, özel tüketim vergilerinin de yüzde 44ü elde edilmiş.Vergi - dışı gelirlerde de durum pek parlak değil. Özelleştirme ve fonlardan elde edilen gelirlerde düşük bir performans gözleniyor. Yılın ilk yarısında özelleştirme hedefinin yüzde 36sı, fon gelir hedefinin de yüzde 23ü elde edilebilmiş. Bununla beraber, ilk altı ayda ek kurumlar ve gelir vergileriyle bütçeye 2.3 katrilyon para aktarılmış. Aksi taktirde bütçenin görünümü rahatsız edici olabilirdi.Bütçe gelirlerindeki sıkıntıya rağmen, yılın ilk yarısında belli bir harcama disiplinin sağlanması bütçedeki açığı frenliyor ve faiz - dışı fazla hedefinin yakalanmasını kolaylaştırıyor.Özetle, yılın ilk yarısında kamu borcunun azaltılması, enflasyonun düşürülmesi ve dış ticaret açığının frenlenmesi yönünde en önemli hedef olan faiz - dışı fazla yaratma konunda gerekeni şimdilik tutturuyor, görünüyoruz. Bir ülke aşırı kamu borcu taşıyorsa, bu borcu azaltmanın bir yöntemi de bütçeden az harcayıp, çok vergi toplayarak ortaya çıkan fazla ile borcu ödemektir. Türkiye de bunu yapıyor. hgunes@milliyet.com.tr