Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Tam iki ay önce, 18 Haziran 2003 tarihli yazımızda "Bütçe iyi gitmiyor" diye yazmıştık. Müneccim değiliz. Üstelik bilim adamlarının görevi de geleceği tahmin etmek değil; gelişen olayların nedenlerini saptamaya çalışmak. Ancak daha iki ay öncesinden bütçenin iyi gitmeyeceği görünüyordu. Malum faiz - dışı fazla da bu programın belkemiği. Tutmazsa enflasyon hedefi de şaşar, borç da dönmez, döviz kuru da fırlar gider.
Faiz - dışı fazlanın yılın ilk beş ayında yetersiz kalması, IMF hedeflerinin tutmayacağı izlenimini veriyordu. Son açıklanan veriler de aynı doğrultuda geliyor.
2003 yılının tamamında milli gelirin yüzde 6.5'u kadar, yani 20.3 katrilyon faiz - dışı fazlanın yaratılması gerekiyor. İlk 6 ayın açıklanmış resmi verilerine göre toplam 10.1 katrilyon faiz - dışı fazla elde edilmiş. İlk bakışta bu performans yıllık hedefin yarısı olduğundan kaygı yaratmıyor. Ancak bütçe açığı rakamı biraz farklı; yıl sonunda oluşması beklenen açık 45 katrilyon ve bunun 25 katrilyonu ilk altı ayda oluşmuş bile. Demek ki, yılın ilk yarısında bütçede öngörülenden daha fazla faiz ödemesi yapılmış.

20022003 Ocak Temmuz2003 Ağustos AralıkTOPLAM
ÖDEMELER89.266.540.4106.8
İç borç servisi79.659.13695.2
Anapara52.437.825.663.3
Faiz27.221.410.531.8
Dış borç servisi9.67.44.311.7
Anapara6.24.92.67.5
Faiz3.42.41.74.2
FİNANSMAN89.266.540.4106.9
İç borçlanma63.456.72884.6
Diğer finansman25.89.812.522.3
FDF9.44.88.413.2
Özelleştirme000.70.7
Uluslararası kuruluşlar13.20.71.52.2
Dış borçlanma3.541.75.7
Kasa kullanımı-0.30.40.20.6

Dün açıklanan veriler de pek parlak değil. Temmuz ayı geçici verilerine göre IMF'nin performans kriteri pek tutmayacak görünüyor. Ocak - temmuz arası yıllık gelir hedefinin yüzde 52'si sağlanmış. Ancak aynı dönemde bütçenin yüzde 57'si kadar harcama yapılmış. Dolayısıyla, kamu maliyesinde yeterince disiplin uygulanmamış.
Üstelik yılın ilk yarısında önemli avantajlar vardı. Mesela ilk üç ayda bütçe hazır olmadığından ödenekler açılmamıştı ve harcamalarda bir disiplin uygulanmış oldu. İkincisi, Vergi Barışı'nın peşinatları ve ilk taksitleri ödendi. Bu da belli bir vergi geliri sağladı. Üçüncüsü, kur düştü, petrol fiyatları geriledi, ama akaryakıt fiyatları pek düşmedi. Bu da kamuya gelir sağladı. Artan ithalat da buna katkı sağladı.
Yılın geriye kalanına baktığımızda daha zor görünüyor. Çünkü yılın ilk yarısındaki avantajlar artık olmayacak. Nitekim, son temmuz ayında 400 trilyonun altında faiz - dışı fazla elde edilmiş. Oysa ortalama 2 katrilyon kadar faiz - dışı fazlanın elde edilmesi gerekiyor.
Gelelim finansman dengesine... İlk yedi ayda toplam 66.5 milyar dolarlık borç yükünün yüzde 85'i yeniden iç piyasadan borçlanarak sağlanmıştı. Yılın geri kalanında ise 40 milyar dolar borç çevrilmesi gerekiyor. Bu kez borcun yüzde 70'inin yeni iç borçlanma ile sağlanması tasarlanıyor. Geri kalanı ise başka kaynaklarla. İlk yedi ayda tek kuruş özelleştirme geliri elde edemeyen hükümet geri kalan beş ayda 700 milyon dolar gelir elde etmeyi planlıyor. Bu da Petkim'in satışına bağlı.
İlginçtir, yedi ayda 4.8 milyar dolar faiz - dışı fazla elde eden hükümet, geri kalan beş ayda neredeyse bunun iki katı kadar faiz - dışı fazla elde etmeyi tasarlıyor: 8.4 milyar dolar. Bu rakamlar da kimseye makul gelmiyor. Ancak bütün bunlar karamsarlık yaratmamalı. ABD'den 8.5 milyar dolar kredi gelirse işler rahatlar. Kaldı, IMF'ye olan borçlar da ertelendi. Fakat unutmayalım; borç yiyen kesesinden yer!!