Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ekonominin psikolojisi, ya da laboratuvarı olur mu, demeyin. Oluyor ki, bu yılın Nobel ödülü bu dallarda çalışma yapan iki Amerikalı bilim adamına verildi. Biri bireylerin maneviyatlarına bakarken, diğeri de insanların, tüpe konmuş mahlukat gibi, laboratuvarda davranışlarını incelemiş. Ne ilginç değil mi?
ABD’de George Mason Üniversitesi’nden Vernon L. Smith alternatif piyasa mekanizmaları konusundaki ampirik araştırmalarında laboratuvar denemelerini araç olarak kullandığı, Princeton Üniversitesi’nden Daniel Kahnemann da ekonomi bilimine, özellikle belirsizlik durumlarında, insani yargı ve karar - verme gibi psikolojik derinlikler kazandırdığı için ödül aldılar.
Olay karışık gelmesin. Malum, sosyal bilimler toplumsal gelişmelerin nedenlerini araştırır. Bir genelleme arayışı vardır. Ama bu çok zorduk. Çünkü ekonomik olayların tekrarlanması mümkün değildir ve genellemeler yanıltıcı olabilir. Mesela bir mali kriz laboratuvara konup tekrarlanamadığından, oluştuğunda ne yapılması gerektiği de önceden kestirilemez.
Ancak, bilimin temel amacı olası olayları kestirmektir. Yani tahmin yürütebilmek. Bunun için de, benzer koşullarda benzer sonuçların doğması ilkesi benimsenir. Vernon Smith’in de laboratuvar ekonomisi denilen yöntemle ekonomideki bireylerin davranış desenlerini incelemiştir. Mesela belli koşullar altında rekabetçi dengenin oluşması üzerine araştırmalar yapmış, hatta koşulların değişmesi sürecinde davranış değişikliklerini gözleyerek dengenin de nasıl değiştiğini kestirmeye çalışmıştır. İlginçtir, benzer koşullarda davranışların kümelenmesiyle zaman içinde rekabetçi denge elde edilmektedir. Demek ki, bireyin davranışları kadar piyasa koşulları, ya da işleyiş biçimi ve kurallar önem taşımaktadır.
Smith birçok açık artırma yöntemini sınamıştır. Bunların bazıları benzer sonuçlar verse de, bazıları uygulama zorlukları göstermiştir. Gerçi özelleştirmeden tutun da, uçakların hareketine dek birçok alanda laboratuvar ekonomisini (ya da rüzgar tüneli yöntemi) önermiştir.
Kahneman’ın ise bir psikoloji profesörü olduğunu unutmamalıyız. Maneviyatla ilgilenmesi de bundan kaynaklanıyor. Ekonomide bireylerin hepsinin aynı desende davrandığı, nihayet hepsinin rasyonel olduğu varsayımı vardır. Oysa bu doğru değildir. Olsaydı, psikoloji bilimi olmazdı. Kiminin hoşgörüsü var, kiminin asabi hali. Yani çoğu kimse farklı davranış kalıplarına sahip. Kahneman bu farklılığı gözeterek deneysel incelemelerde bulunmuştur. Kısacası belirsizliğin sadece koşullardan değil, insan davranışlarından da doğabileceğini göstermeye çalışmıştır. Böylece geleneksel öngörülebilir - fayda teorisi geçerliliğini yitirmiştir. Ancak geleneksel belirsizlik durumunda karar - verme teorisini Kahneman ve Tversky "prospect (olası) teorisi" denilen bir yaklaşımla değiştirmeye çalışmıştır. Nitekim gerçekten 1 milyon liralık indirim için 3 milyonluk benzin yakarak ucuz markete giden müşteri çoktur.
Uzatmayalım, ekonomide "olaylar tekrarlanamaz ve bu yolla incelenemez" yargısı deneysel ekonomi ile son bulmakta. Ve artık ekonomi de, psikoloji de deneysel ekonomi kadar önem kazanan bir dal olmakta. Eh, ne diyelim; bu yılki Nobel hayırlı olsun!