Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kasım krizinde Merkez Bankası (MB) otoritesini tam olarak kullanamamıştı. Bir taraftan IMF, diğer taraftan ülkeden kaçan yabancı yatırımcı ve nihayet bankaların riskli durumu karşısında MB yetersiz kaldı. Şubatta ise yapılması gerekeni yaptı. Kuru serbest bıraktı.
O günden bu yana MB'yi zaman zaman, hatta yalnızca yanlış izlenim verdiğinde, eleştirdiğimiz oldu. Çünkü MB piyasalardaki tavrını doğru biçimde göstermesi gerekir. Ancak şubattan bu yana para politikasına bakıldığında, MB gayet başarılı görünüyor.
Öncelikle MB 2001 yılında parasal bütünlükleri belli bir disiplin altına aldı. Bu küçümsenmemelidir. Çünkü MB şubat sonrası kamu bankalarının likidite ihtiyacını doğrudan karşılamayı üstlenmişti. Ve o dönemde piyasadaki likidite kontrol altına alınamasaydı, enflasyon da kontrolden çıkabilirdi. Nitekim gecelik faizleri indirmesi ısrarları karşısında MB dirayetli davranarak ödün vermedi.
Aslına bakarsanız MB'nin bu operasyonu yeterince tartışılmadı. Oysa kasım krizinin bir nedeni bankalar arasındaki antagonizm (çatışma) ise, bir diğeri de kamu bankalarıydı. Bu bankalar hem yüksek faizden zarar görmüşler, hem de gecelik piyasalara aşırı abanarak geçen programı çökertmişlerdi. Yapılan bu operasyon adeta geçen programın özürüydü. Ve bu misyon IMF tarafından MB'ye yüklenmişti.
Geçtiğimiz dönemde döviz kuru konusunda MB'yi eleştirdiğimiz oldu. Çünkü bazı bankaların döviz kurunu yukarı doğru manipüle ettiğinde MB'yi kayıtsız buluyorduk. Şimdi geriye baktığımızda şunu görüyoruz: Bu denli oynak döviz kurunun ortaya çıkması belki de yararlı oldu. Çünkü, MB döviz kurunun çok yükseklerden düşmesini sağlayarak, ne denli riskli olduğunu göstermiş oldu.
Bu oynaklık kalıcı bir dolardan çıkış (de - dolarizasyon) süreci için son derece önemli. Nitekim, şimdi kimse (tasarruf amacıyla) döviz almak istemiyor. Sadece ihtiyacı olan ithalatçı döviz alıyor. Doğrusu da bu. Bazı meslektaşlarımız kurun yükselmesi gerektiğini ısrarla belirtse de piyasada dövize talep oluşmuyor.
Kuşkusuz bir süre sonra artan ithalat talebiyle kur tekrar tırmanmaya başlayacaktır. Ancak bu belirsiz tarihe kadar ihracatçı zarar görecektir. Ekonomide buna "zaman uyuşmazlığı (time - inconsistency) sorunu" deniyor. Bu uyuşmazlık bir süre dalgalanma yaratacak, sonra dengelenecektir. MB de bu nedenle kura müdahale edebilir.
Elbette bu bir tercih sorunudur... MB eğer fiyat istikrarı konusunda ısrarlı olursa, kura kesinlikle müdahale etmez. Ancak ihracata dayalı büyüme modeline destek olmak isterse, o zaman aşırı düşüş olduğu noktalardan müdahale eder. Gerçi, yeni yasada MB'nin tek sorumluluğu enflasyonla mücadele olarak tanımlansa da, ithalatçının döviz talebi gecikmeye devam ederse "düşüşün sürmesini engelleyecek kadar" MB müdahale edebilir. MB'nin şimdiye kadar ithalatçı talebini beklemesi ise sorumlu ve sisteme uygun davrandığını göstermektedir..
Ayrıca MB ülke içinde dolarizasyonun kökünü kazıyacak en önemli gelişmeyi sağlamıştır; kur dalgalıdır ve risklidir. İthalatçı olmayanın dövize ihtiyacı yoktur.