Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Timur’a bir fıkra atfedilir. Ne kadar doğrudur bilinmez. Ama hiç aklımdan çıkmaz: Timur Anadolu’yu işgal etmiştir. Köylülere vergi salar. Köylüler ağlamaya, zırlamaya başlayınca Timur acımasızca vergileri artırır. Köylüler büsbütün paralanmaya başlar. Durum tekrar Timur’a bildirildiğinde vergiler yine artırılır. Artık köylüler ağıt yakmaya, toplu olarak ağlaşmaya başlamıştır. Timur ise sürekli vergileri artırmaktadır. Köylüde vergi verecek mecal kalmamıştır. Bir gün köylülerde ağlama, zırlama birdenbire kesilir. Hatta bazılarında gülüşmeler başlamış, birçoğu da şıkır şıkır oynamaktadır. Vezirler anlam veremeyip Timur’a koşuşurlar. Timur duyar duymaz "aman vergileri kesin çıldıracak hale gelmişler" der. Bazılarımız şıkır şıkır oynamaya başlarsa şaşmam.

Kaç misli arttığı belli olmayan bir Emlak Vergisi artışı ile karşı karşıyayız. Rayiç bedeller hayli yükseltilmiş. Ancak bu en önemli vergi ilkesine, vergide adalete, sığmıyor. Çünkü adalet ödeme gücü fazla olandan daha fazla vergi toplamayı gerektirir.
Bazılarının yaşamında tenis oynamayı solculukla bağdaştıramadığı yıllar olduğu gibi, biz de bir zamanlar servet vergilerinin artırılarak mirasın azaltılmasını savunurduk. Böylece herkes neredeyse eşit doğmuş olacak, servet ancak çalışarak edinilecekti. Mantıksız bir solculuk tabii. Birikim ve yatırım kavramları yok ediliyordu. Kazandığını harcamak istemeyen, çocuklarına da bir şeyler bırakmak isteyen babalar ne yapacaktı?
Emlak mutlaka gelir getirmeyebilir. Hatta korunması için masraf bile çıkabilir. Ülkemizde emlak vergilerinin oldukça düşük kalmasının bir nedeni de kişi başına düşen gelirin hayli düşük olmasıdır. Bu tür hızlı gelişen ülkelerde servet genellikle miras yoluyla edinildiğinden vergi ödeme kapasitesi de düşüktür. Vergi ödenemez, emlak satışa çıkarsa devlet mirasa ortak olmuş olmaz mı? Sanki; ölüm hak, miras haram.

Ülkemizde emlak vergilerinin düşük olduğu doğrudur. Bunun artırılması ve yerel yönetimlerin buradan gelir elde etmesi gerekir. Bu da doğru. Bu vergiler emlakteki aşırı fiyat şişmelerini önler. Kuşkusuz bu da doğru. Ancak, vergiler artınca kiralar da artmaz mı? Mal sahibi vergisini kiracıya yansıtmayacak mıdır? Kiracı dar gelirli değil midir? Üstelik bu yıl emlak değerlerinin enflasyon kadar artmadığı ortadayken.
Bir başka örnek. Emekli olan bir kişi Boğaz’daki yalısı değeri milyonlarca dolar etse bile, içinde oturuyorsa, hiç vergi ödemeyecektir. Diğer bir memur emeklisine ailesinden iki küçük emlak kalmışsa, her ikisi için de vergi ödeyecektir. Bunun neresi adildir!?
Asıl önemli konu, giderek azalan kurumlar vergileridir. Bunun geçici nedeni kriz olsa bile, kalıcı nedeni vergi politikası tercihidir. Kabul edelim, vergi artık kurumlara değil, bireylere yüklenmiştir. Bu ABD gibi ülkelerde geçerli olsa da kişi başına gelirin düşük olduğu ülkelerde uygulanamaz.
Emlak vergilerindeki fahiş artış adil değildir: Adil olan kasım krizinde astronomik faizler alan ve şubat krizinde de oturduğu yerde devalüasyondan serveti katlanan tasarrufçunun vergilendirilmesiydi. Nedense yapılamadı. Şimdi ise emlak serveti olan ve piyasa değeri düşen vatandaşlarımıza müthiş bir yük getiriliyor. Şıkır şıkır oynayanlar oluşursa şaşılmasın!