Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Dün Merkez Bankası (MB) gecelik faizleri 3 puan daha indirdi. Böylece Irak Savaşı bittiğinden bu yana faizler tam 12 puan düşürüldü. MB'nin faizleri sık sık indirmesi, enflasyon beklentilerinin hızla aşağı seyretmesinden kaynaklanıyor. Bunun bir etkisi de bono faizleri üzerinde oluyor. Parasını kısa vadeli değerlendirmek isteyenler, düşen getiri karşısında bono almayı yeğliyor. Böylece bono faizleri de düşüyor.
Enflasyon beklentilerinin düşmesinde elbette TL'deki reel değerlenmenin katkısı oldu. Öte yandan, faizlerin hızla indirilmesinde biraz da MB üzerindeki aşırı baskılar etkili oldu. Ancak artık bir süre faizlerin daha da indirilmesi zor. Çünkü gecelik faizle, yıl sonu enflasyon beklentisi arasındaki fark azaldı. Yani risk primleri iyiden iyiye düştü.

İki olumlu olgu bir arada
Şu anda üretimde genel bir toparlanma, enflasyonda da düşüş gözleniyor. Bu geçen yıl da yaşanmıştı. Genellikle çelişen bu iki ekonomik hedefin, bir arada, iki yıl üst üste elde edilmesi piyasaları ve tabii IMF'yi de olumlu bir bakışa yöneltiyor.
Enflasyondaki düşüşün sürmesi sıkı para ve maliye politikalarına bağlı. Özellikle maliye politikasının önemi büyük. Şimdiye dek zaman zaman gevşemeler gözlense de, hükümetin ek gelir sağlama çabaları IMF tarafından görülüyor.
Gelinen bu noktada elbette IMF'nin önemli bir katkısı var. Son gözden geçirmenin ardından IMF yönetiminin programı destekleme kararı piyasaları daha iyimser bir noktaya getirdi. Bu karar arifesinde bazı derecelendirme kuruluşları not yükseltme açıklamasını yapmışlardı. Şimdi bunu diğerleri izliyorlar. Ancak unutmayalım, bütün bu gelişmelerin ardında ABD'nin Türkiye ile ilişkilerini geliştirme arzusu yatıyor. Yoksa Irak'ta olumsuz bir gelişme oluşsa işler hemen tersine dönebilir.
Ancak ekonomide sorun yok da değil. Reel olarak değerlenmiş bir kur düzeyi ve ödemeler dengesinde ciddi ölçekte cari açık bulunuyor. Bu da bir risk. Fakat bu risk bir döviz finansman riski olmaktan çok, ani bir kur düzeltmesinin enflasyon beklentilerini bozması yönünde. Öte yandan, Hazine hala büyük bir borç yükü altında. Sıkı maliye politikasından ufacık bir ödün verilse, borcun dönmesinde sıkıntılar baş gösterebilir.

Sıra borsada
Bono faizleri düşerken, MB de döviz kurlarını toparlamaya çalışıyor. Fakat ekonomideki bu toparlanmaya rağmen, borsa hala çok düşük bir düzeyde. Borsanın yükselebilmesi için de iki önemli gelişme gerekiyor. Biri reel faizlerin düşmesi, diğeri de dövizin yükselmesi. Şu anda döviz tasarrufu olan bu kurdan bozarak borsaya girmek istemiyor. Yabancılar da kuru tehlikeli buluyor. Diğer yandan, TL'de duran hala yüksek bir getiri elde ettiğinden o da borsayı yeğlemiyor. Gerçi bize kalırsa bu yapının sonuna gelinmeye başladı. Kur yükselirse, borsada tırmanış gözlenebilir.
Önümüzdeki aylarda herhangi bir olumsuz politik gelişme olmaz, ya da kamu maliyesinde disiplin bozulmazsa, Türk ekonomisindeki iyileşme sürecek görünüyor. Bu da herkesi sevindiriyor. Nihayet bir de ABD'nin 8.5 milyar dolarlık hediyesi var. O verilirse, işte o zaman seyredin piyasalardaki neşeyi.

ÖZÜR:
Yazarımızın dünkü yazısının başlığı teknik bir hata sonucu önceki günküyle aynı çıkmıştır. Yazarımızdan ve okuyucularımızdan özür dileriz.