"Soğuk hindi" (Cold Turkey) bir ekonomik deyim. Şaşırtıcı derecede katı bir istikrar programı uygulandığında bu deyim kullanılıyor. Geçtiğimiz günlerde IMF Araştırma Bölümü'nde çalışan üç uzman uzun yıllardır Türkiye'de var olan enflasyon olgusunun böylesi bir politika ile aşılması üstüne bir araştırma yayımladılar.
Oya Celasun, Gaston Gelos ve Alessandro Prati isimli bu ekonomistler Türkiye'nin 30 yıllık enflasyon tarihinde hiper - enflasyona kaymamasını geriye dönük fiyatlama (endekslenme) olgusuna bağlıyorlar. Ücretler, kiralar hep geçmiş enflasyona endekslendiğinden bir taraftan enflasyonu sürüklerken, diğer taraftan da enflasyonun daha yukarılara gitmesini önlüyor. Tabii bir de enflasyon vergisi yaratılıyor ve kamu maliyesindeki aşırı açıklar kısmen kapanmış oluyor.
Tedrici politikaların şansı
Genellikle geriye dönük endekslemenin, yahut fiyat ataletinin (inertia) egemen olduğu ekonomilerde enflasyonun tedrici (gradualist), yani zamana yayılmış yöntemlerle önlenmesi gerekiyor. Çünkü ani politikalar ciddi üretim maliyetleri oluşturuyor. Bir başka önemli konu da; kredibilite. Eğer politikayı uygulayanların saygınlığı kalmamışsa, ani politikaların başarı şansı azalıyor.
Öte yandan, kontratların ve vadelerin süresi de çok önemli. Eğer her türlü vade uzunsa tedrici politikaların devreye sokulması elbette daha kolay oluyor. Öte yandan, çapaya dayalı politikaların da belli riskleri var. Örneğin kura çapalı politikalar ihracatı sekteye uğratıyor. Paraya dayalı politikalar uygulanırken de, enflasyondaki artış parasal genişlemeyi aştığından kredi sıkışmasına (credit crunch) neden olarak reel sektörü sıkıntıya sokuyor.
Araştırmacıların duyarlık gösterdikleri bir konu da kamu borcu. Türkiye'de uzun yıllardır oynak bir yapı gösteren enflasyon reel faizlerin yüksek düzeylerde oluşmasına neden oluyor. Ve böylece kamu borcu hızla büyüyor.
Kandıra hindisi geldi
IMF'li üç araştırmacının asıl sorguladıkları alan ise, ülkemizdeki beklentilerin oluşma yapısı olmuş. Vardıkları sonuç da gayet ilginç; kamu maliyesindeki değişimler fiyat beklentilerini güçlü biçimde etkiliyormuş. Öte yandan, çalışmanın vardığı bir genel sonuç; geçmiş enflasyonun beklenen enflasyonu belirlemede çok etkili olduğu yönde. Bu anlamda ani bir anti - enflasyonist politika Türkiye'de etkili olabilecek görünüyor.
Araştırmacılar Türkiye ile Brezilya ve Uruguay'ı karşılaştırıyorlar. Brezilya'da daha fazla endeksleme olduğundan Türkiye'den ayrışıyor. Bizim yapımıza Uruguay'ınki daha çok benzeşiyor.
Kısacası, araştırmacılar soğuk hindi politikasını ülkemiz için uygun buluyorlar. Ancak soframıza koca bir Kandıra hindisi geldi bile. Önemli bir mali krizin ardından katı bir maliye politikası uygulanır oldu. Sonuçlarını ise hep birlikte yaşıyoruz.