İsmail Özelçinler

İsmail Özelçinler

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Günü kurtarma politikalarının, yalancı baharlar yarattığı ve günün birinde mutlaka duvara tosladığına defalarca şahit olduk. Gösterişli transferlerin sonunda pek çok kulüp teslim bayrağını çekmiştir.
Bu bakış açısından bakarsak, İzmir kulüpleri, çok net bir örnektir.
4 milyon nüfusa sahip İzmir’de, tek takımımızın bile Süper Lig’de yer almaması, acaba kimin içini sızlatmıyor?
Bugünkü tablonun yaratılmasında rol oynayan faktörleri ve aktörleri yazmaya, çizmeye kalkmak, elbette bir işe yaramaz.
Ancak, temel sorunun “kurumsallaşma” olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
İzmirspor örnekti
Bu konuda ilk adımı, 1975-76 yıllarında İzmirspor atmıştı. Rahmet ve saygıyla andığımız Cavit Ölçer döneminde, İnciraltı tesisleri, altyapı ve spor okulları projeleri hayata geçirilmişti. İzmirspor sadece İzmir’de değil, Türkiye’de de örnek gösteriliyordu.
Ancak yıllar geçtikçe, tesis ve altyapıyla birlikte sağlıklı bir kurumsallaşmayı gerçekleştiremeyen İzmirspor, özellikle son 10 yılda yönetim yanlışlıkları ve iç çekişmeler yüzünden dibe vurdu.
Altay ve Karşıyaka’nın, istikrarsız yapıları yanında, yıllardan beri kurumsallaşmayı bir türlü hayata geçirememesi, her türlü sıkıntıyı tetikledi ve bugünkü tabloyu ortaya çıkardı.
Göztepe ise Altınbaş grubunun kulübe sahiplenmesiyle birlikte, gündemine aldığı yeniden yapılanma ve kurumsallaşma olayını, en rasyonel şekilde gerçekleştirdi.
Şimdi örnek gösterilecek tek kulüp, Göztepe...
Sarı kırmızılı kulübün, kurumsallaşma adına önümüzdeki üç yılda daha iyi yerlere geleceğinden eminim.
Bucaspor’a ayrı bir paragraf açmak gerekir. Tesisleriyle, altyapısıyla ve Futbol Akademisi ile yetenekleri futbolumuza kazandıran Bucaspor’un tek eksiği, henüz kurumsallaşmayı gerçekleştirememesidir. Bucaspor, bunu da başarırsa, önümüzdeki 5 yıldlık süreçte çok daha iyi yerlerde olacağını iddia ediyorum.