Mehmet Çelik

Mehmet Çelik

bizans@gmail.com

Tüm Yazıları

Haruki Murakami “Şu dünyada insanlar can sıkıcı olmayan şeylerden hemen bıkarlar. Bıkmadıkları şeyler ise çoğunlukla can sıkıcı şeylerdir. Bu her şeyde böyle olur. Benim sıkılmaya harcayacak zamanım var, ama bir şeylerden bıkmaya harcayacak zamanım yok. Çoğu insan bu ikisi arasındaki ayrımı yapamaz.” demiş. 

Bence Murakami haklı, pek çok şeyden sıkılırız ama hiç bıkmadığımız şeyler var. Usta yazarın sözlerine yer vermemin nedeniyse son zamanlarda yüksek saatçilik dünyasını merak edenlerden gelen sorular. Soruların büyük bir kısmı mekanik saatler konusunda hiçbir şey bilmeyenlerden geldiği için temel konularda bilgi vermek amacıyla küçük bir rehber hazırlamak istedim. 

Haberin Devamı

Bu rehberde Rolex, Cartier, Jaeger-LeCoultre, Patek Philippe, Piaget, Vacheron Constantin, Bulgari ve IWC gibi önemli birçok markadan; Gerald Genta, Ludwig Oechslin, Taro Tanaka ve Eric Giroud birçok değerli insandan söz edeceğim. Ne mutlu ki yalnız değiliz; mühendislik ve tasarım söz konusu olduğunda önümüzü görmek için kaçınılmaz olarak tarihten, mimarlıktan, resim ve heykel sanatı ile edebiyattan da yardım almamız gerekiyor. Ayrıca bu vesileyle sessiz okurlar da mikro-mekanik sanat eserlerinin bilinmeyen coğrafyasını keşfedecek ve saatlerin neden arzu nesneleri olduklarını anlayacak diye umuyorum. 

Sahi neden bazı saatler yükte hafif ama pahada ağır? Bilindiği gibi ucuz bir saat ile (mesela Casio F91W) pahalı bir saatin (buz mavisi kadranlı Rolex Cosmograph Daytona) temel işlevi aynıdır lakin üretim amaçları son derece farklı. Aslında kimsenin bir Rolex’e ihtiyacı yok. 

Yüksek saatçilik rehberi (1)

Aynı şekilde kimsenin bir Zagato AGTZ Twin Tail isimli muhteşem otomobile de ihtiyacı yok. Ancak altı sıfırlı euro-dolarlar verip listelere adını yazdıran ve sabırla usta bir terzinin diktiği ısmarlama takım elbiseyi bekler gibi bu mekanik şaheserleri sipariş veren insanlar var. Konu süper otomobiller olduğunda evet bir avuç insan bu makineleri satın alıyor ama saatler çok daha geniş bir konu ve aslında düşünülenin aksine çok daha demokratik bir yapısı var. 

Haberin Devamı

Yine de servetlerinin bir kısmını mekanik saatlere yatıran insanlara ne demeli peki, kim bu insanlar? Çok ama çok daha fazlasını (yarım milyar dolar kadar) Leonardo da Vinci’nin bir resmine vermek isteyenlerle aynı kişiler olabilir mi? Temel neden sadece ayrıcalıklı hissetmek midir? 

Belki de para değil bu pahalı (olduğu söylenen) zevklerin altında başka bir şey var. Bunun adı delilik olabilir mi? Hayır elbette, aslında bu insanlar dünyanın çeşitli ülkelerinden yola çıkıp çeşitli zahmetlere katlanıp Louvre Müzesi’ne giderek Mona Lisa tablosunu görmek isteyip sıraya giren insanlarla aynı duyguları daha doğrusu aynı zevki paylaşıyor. 

Sonunda paradan çok daha önemli bir noktaya geldik: Zevk. Bu noktada bir başka yazara kulak verelim. Şule Gürbüz’e göre “Elektronik saatler çıktı ama mekanik saatin yerini almadı. Mekanik saat her zaman için daha pahalıdır, elde etmesi daha zordur. Ona ulaşmak daha görgü, daha kültür ister, başka türlü bir insan ister.”